| Çünkü onlar için bu sadece bir cerrahlık sınavı değil, bir İngilizce sınavı. | TED | لأنه ليس امتحان جراحة بالنسبة لهم، بل هو امتحان لغة إنجليزية. |
| Kendisi bir İngilizce öğretmeniydi ve öğrettiği tüm çocuklar oradaydı. | Open Subtitles | لقد كان مدرس لغة إنجليزية وكّل الأطفال الذين علّمهم كانوا هناك |
| bir İngilizce öğretmenin okulun tarih gezisine eşlik etmesi yani. | Open Subtitles | - معلمة لغة إنجليزية تذهب في رحلة ميدانية تاريخية ؟ |
| İngilizcesi yok, pasaportu yok, Amerikan parası yok, kimliği yok. | Open Subtitles | , لا لغة إنجليزية , لا يوجد جواز سفر ليس معه نقود أميريكية , ليس معه هوية |
| Okulda çalışan harika bir İngilizce öğretmeninden 5.sınıftan bu yana özel ders alıyor. | Open Subtitles | حظيت بدروس خصوصية منذ الصف الخامس.. ومعلم لغة إنجليزية عظيم في المدرسة.. |
| Evet! Daha önce hiç duymadığım bir İngilizce'si var. | Open Subtitles | لا تَبْدو مثل أيّ لغة إنجليزية سَمعتُها |
| Gelemem, önemli bir İngilizce sınavım var. | Open Subtitles | حسنا عندى إختبار لغة إنجليزية غدا |
| Ben Dünyalı bir İngilizce öğretmeniyim, uzaylı bir adamla kaçtım çünkü onu çok... | Open Subtitles | أنا مدرسة لغة إنجليزية من كوكب الأرض ولقد هربت مع رجل من الفضاء لأنني حقًا أحب... |
| Güzel bir ingilizce. | Open Subtitles | لغة إنجليزية جيدة. |
| Ben... Ben bir ingilizce öğretmeniyim şu an. | Open Subtitles | أنا مدرس لغة إنجليزية |
| Ben lisede İngilizce öğretmeniyim Johnston, Iowa’daki Johnston lisesinde. | TED | أنا مدرسة لغة إنجليزية بثانوية جونستون بمدينة جونستون، أيوا. |
| Ben bir yazarım, ayrıca İngilizce öğretmeniyim, yani kelimeleri düşünmek benim mesleğim. | TED | إنّني كاتبة ومدرّسة لغة إنجليزية أيضًا، ما يعني أنّني أفكر بالكلمات لأكسب عيشي. |