| Annemin mezarına giderken bugün onu Hampstead Mezarlığında gördüm. | Open Subtitles | رأيته اليوم أثناء زيارتي لقبر أمي في مقابر هامبستيد |
| İlk zamanlar, her sabah beni Walter'ın mezarına götürdü. | Open Subtitles | فى بادىء الأمر, ارادتنى أن احضرها لقبر والتر كل صباح |
| Annemin mezarına giderken bugün onu Hampstead Mezarlığında gördüm. | Open Subtitles | رأيته اليوم أثناء زيارتي لقبر أمي في مقابر هامبستيد |
| İyi ama ben yalnız bir mezara girerken, o niye gün batımına doğru yol alıyor? | Open Subtitles | أجل لكن لماذا عليها الركوب مع غروب الشمس بينما أنا أسارع لقبر وحيد ؟ |
| 30 Ryo'sunu yoksulluğum yüzünden ölen karıma bir mezar taşı almak için. | Open Subtitles | و 30 لقبر زوجتي الذي توفيت من صعوبة معاشرتي |
| Bu gömülü hazine haritası değil, Patrick O'Malley'nin mezarının haritası. | Open Subtitles | هذه ليست خريطة لكنز مدفون، انها مجرد خريطة لقبر باتر يكأومالي |
| Yarın bu gülü Tammy'nin mezarına götüreceğiz. | Open Subtitles | غداً ستأخذ هذه الزهره سوف نذهب لقبر تامي |
| Önemli bir şey yapıyor gibi görünmem gerektiğini hissettim. Annemin mezarına gideyim dedim ama bulamadım. | Open Subtitles | كُنت أريد أن اذهب لقبر أمي لكنّي لم أجده. |
| Yarın Donny Ray'in mezarına gideceğim ve ona herşeyi anlatacağım. | Open Subtitles | سأذهب لقبر دوني راي غداً و أخبره بذلك |
| Henry'nin mezarına giden yolu biliyor musun? | Open Subtitles | هل أنت متأكدة أنه يمكنك العودة لقبر "هنرى"؟ |
| Henry'nin mezarına giden yolu biliyor musun? | Open Subtitles | هل أنت متأكدة أنه يمكنك العودة لقبر "هنرى"؟ |
| Nathan'ın mezarına gitmemiz için bize notu o göndermiş olabilir. | Open Subtitles | -اعتقد أنه هو من ارسل الورقة لنذهب لقبر (نيثان ) |
| Karısının mezarına giderken kim yanına pasaport alır ki? | Open Subtitles | من يأخذ جوازهُ معه وهو ذاهب لقبر زوجته؟ |
| Bunu niçin büyükannenin mezarına götürdün? | Open Subtitles | لم أخذتي هذا لقبر جدتك ؟ |
| Kendisini bu kadar geçmişe adayan bir adam ya kendini mezara sokmaya hazırdır ya da günümüzdeki acısından kaçmak için bir yol arıyordur. | Open Subtitles | الرجل الذي يزوج نفسه بالماضي هو إما أن يكون مستعداً لقبر نفسه أو ليبحث عن وسيلة للهروب من ألم الحاضر |
| Burası çok derin, görünüşe göre mezara gidiyor. | Open Subtitles | الحفرة عميقة هنا يبدو أنّها تؤدّي لقبر فعلاً |
| Tüm kanıtlar onların denizin yükselmesiyle Golden Gate'den sudan bir mezara sürüklendiklerini işaret etmektedir. | Open Subtitles | وكل الدلائل تشير إلى إنجرافهم مع التيار.. عبر برج "البوابة الذهبية".. لقبر مائي |
| Boş mezar ile mi konuşacağım? | Open Subtitles | هل تظنين إنني سأتحدث لقبر فارغ؟ |
| - New York Bölge Ofisi bir mezar hırsızlığı ihbarı aldı. | Open Subtitles | -مكتب "نيو يورك" الميداني استدعي لعملية سرقة لقبر |
| Karargahının üzerinden uçan bir İngiliz uçağı Von Richthofen'ın mezarının fotoğrafını aşağı attı. | Open Subtitles | ثمّ طارت طائرة بريطانية فوق مقر قيادته "وأسقطت صورة لقبر "فون ريختهوفن |
| Kız, kendini yakmadan önce Ordu Subayı'nın mezarını ziyaret ediyor. | Open Subtitles | وتذهب لقبر الضابط قبل أن تشعل النار في نفسها |