"لقد أحببته" - Translation from Arabic to Turkish

• Onu sevdim
• Onu seviyordum
• Onu sevmiştim
• Çok sevdim
• - Bayıldım
• Hoşuma gitti
• Onu severdim
• Çok beğendim
• Onu sevmiştin
• ondan hoşlanıyordum

bu yüzden ikiniz de kalbimdesiniz, ama o Mia'nın babası ilk Onu sevdim.
أنتم الأثنان في قلبي كأنه حبل مشدود بين أثنان لكنه والد ميا ، و لقد أحببته أولاً

Ondan asla korkmadım. Onu seviyordum. Onun için her şeyi yapardım, yaptım da.
لم أكن أخاف، لقد أحببته كنت لأفعل أي شيء لأجله، لقد كان تحفتي الفنيّة

Onu sevmiştim ama yine o numaralarından biri olduğunu sanmıştım.
لقد أحببته لكنني ظننت أنها إحدى خدعه وحسب

Çok sevdim! Anne, bir at alamaz mıyız?
لقد أحببته يا أمي, هل بإمكاننا الحصول على حصان؟

- Bayıldım. - Alalım öyleyse.
ـ لقد أحببته ـ حسناً، لنشتريه إذاً

Çok Hoşuma gitti, erimiş olsa bile.
لقد أحببته حقّاً، حتّى بالرغم من أنّه كان ذائباً وكلّ شيء

Onu severdim ama bazen bir aptal gibi davranıyordu.
لقد أحببته ، لكنه كان أبلها في بعض الأحيان

Buzdolabı mıknatısı. Teşekkür ederim. Çok beğendim.
تذكار مغناطيسي شكراً لكم، لقد أحببته

Onu sevmiştin, değil mi?
لقد أحببته , أليس كذلك؟

6. sınıftan beri ondan hoşlanıyordum ama o hep senin peşindeydi.
لقد أحببته منذ الصف السادس. لكن دائماً كان يريدك أنتِ.

Hayat biçimiydi. Senelerce sürdü bu. Onu sevdim.
لقد كانت وسيلة للحياة، حدث ذلك لسنوات، لقد أحببته

Yürümesi için çok uğraştım. Onu sevdim.
وحاولتُ إنجاح الأمر لقد أحببته.

- Onu sevdim ama o beni sevmiyormuş.
لقد أحببته إنه فقط لم يحبنى بالمثل

Onu seviyordum. Onu mutlu edebilirdim.
لقد أحببته ولكنت جعلته سعيداً

Onu seviyordum ve ona saygı duyuyordum.
لقد أحببته وكنتُ أحترمه

Onu seviyordum, Onu seviyordum.
لقد أحببته. لقد أحببته.

Evet, ilk görüşte Onu sevmiştim. Hayır sevmedin.
نعم ، لقد أحببته من النظرة الأولى

Onu sevmiştim. Bana iyi davranıyordu.
لقد أحببته كان أثيراً لدىّ

Bunu gerçekten Çok sevdim. Çok teşekkür ederim.
لقد أحببته كثيراً, شكراً جزيلاً لكَ.

Çok sevdim. Gerçekten harika kalemler kullanırdık.
لقد أحببته كنا نستخدم أقلام رصاص رائعة

- Bayıldım! Ne hakkında?
لقد أحببته عن ماذا؟

- Bayıldım.
لقد أحببته حقاً؟

- Teşekkürler. - Çok Hoşuma gitti, Ames.
شكرا لك لقد أحببته حقا يا أميس

Evet, Onu severdim.
نعم ، لقد أحببته

Çok beğendim.
لقد أحببته للغاية

Şık giyinmeden önce de ondan hoşlanıyordum.
لقد أحببته قبل أن يصير متأنقا هكذا