"لقد أحببتُ" - Translation from Arabic to Turkish

• çok severdim
• çok sevdim
• bayıldım
• çok seviyordum
• çok sevmiştim

Karımı tahmin edemeyeceğin kadar çok severdim. Ve onu geri getirebilmek için her şeyimi verirdim.
لقد أحببتُ زوجتي أكثر ممّا ستعرفين على الإطلاق، وسأفدي بأيّ شيءٍ لأستعيدها.

Kızımı çok severdim, ama sorunlu bir kızdı.
لقد أحببتُ أبنتي لكنها كانت فتاةٌ مضطربة

Alçımı çok sevdim ama kaşınmaya başladı.
لقد أحببتُ جبيرتي حقّاً لكنّها بدأت تحكّني.

Nasıldı? Ben cidden çok sevdim.
.لقد أحببتُ الليلة

Çörek fikrine bayıldım. - Reklâm konuşmak istiyorum.
إنها صريحة, لقد أحببتُ فكرة الكعكة سأحدِثّك عن الإعلان

Basın irtibatçısıyken seni daha çok seviyordum.
أتعلمين, لقد أحببتُ أكثر عندما كنتِ المسؤولةُ عن توطيدِ العلاقات

"Kötü Bebek Bakıcısı"nı çok sevmiştim.
لقد أحببتُ دور "الجليسة الشريرة".

Tanrım, o kadını çok severdim.
يا إلهي، لقد أحببتُ تلك المرأة

Beni yanlış anlama ama Dom'u herkesten çok severdim.
لا تسيء فهمي لقد أحببتُ (دوم) أكثر من أيّ أحد

Sorun değil Ricky. Eşimi çok severdim.
لا بأس يا (ريكي) لقد أحببتُ زوجتي كثيراً

O koltugu çok severdim.
لقد أحببتُ ذاك الكرسيّ

O koltuğu çok severdim.
لقد أحببتُ ذاك الكرسيّ.

Konuşmanı çok sevdim.
لقد أحببتُ خِطابك.

Pardon, üstündekini çok sevdim.
. عفواً , لقد أحببتُ فستانكِ

Anneni çok sevdim, biliyor musun?
لقد أحببتُ أمكِ هل تعلمين ؟

Evini çok sevdim.
لقد أحببتُ منزلك.

Tatlı çörek fikrine bayıldım. Reklam konusunda seninle görüşürüz.
إنها صريحة, لقد أحببتُ فكرة الكعكة سأحدِثّك عن الإعلان

Şapkanıza da bayıldım, siperi komple dolanıyor falan...
مهلًا, لقد أحببتُ قبعتك .. كل شيء حولها, إنها

- Şu kalçaya bayıldım.
ـ لقد أحببتُ تصفيفة شعركِ المُجعدة.

Meme uçlarım çatlayana kadar emzirmeyi çok seviyordum.
لقد أحببتُ الرضاعة إلى أن بدأت حلَمَتاي بالتشقُق

Senin arkandan gitmeyi gerçekten çok seviyordum.
لقد أحببتُ حقًا أنْ أكون تابعًا لك.

Anneni çok seviyordum.
لقد أحببتُ والدتكِ حباً جمّاً

Ben altıncı sınıfı çok sevmiştim.
لقد أحببتُ الصف السادس

O şapkayı çok sevmiştim.
لقد أحببتُ تلك القبعة.