| Polis raporlarını, tanık ifadelerini olay yeri fotoğraflarını bile verdik. | Open Subtitles | لقد أعطيناك تقارير الشرطة وشهادات الشهود |
| Size harika bir araba verdik ancak onu sizin sürmenize izin vereceğimi düşünmemişsinizdir herhalde. | Open Subtitles | لقد أعطيناك سيّارة مُذهلة، لمْ تكن تظنّ بالتأكيد أنّي سأسمح لك بقيادتها بنفسك. |
| Sana iki saat önce siteyi kuran adamın adını verdik. | Open Subtitles | ـ لقد إعتقدت ـ لقد أعطيناك إسم الرجل الذي أنشأ الموقع منذ ساعتين |
| Sana uyuşturucu ve orospular için para verdik. | Open Subtitles | لقد أعطيناك مالاً من أجل إدارة المخدرات وبيت الدعارة |
| Oskar, sana günde 5 Marktan Yahudi kızları veriyoruz. Onları değil, bizi öpmelisin. | Open Subtitles | لقد أعطيناك بنات يهوديات مقابل 5 ماركات يوميا,يا اوسكار |
| Sana, gündeliği beş Mark'tan Yahudi kızları veriyoruz, Oskar. | Open Subtitles | لقد أعطيناك بنات يهوديات مقابل 5 ماركات يوميا,يا اوسكار |
| Zaten sana para da verdik. Seni arayacağım. | Open Subtitles | لقد أعطيناك المال بالفعل سأتصل بك فيما بعد |
| - Artık gidin. Ne ver ne yok, hepsini verdik. - Tamam, gidiyoruz. | Open Subtitles | اذهب الآن ، لقد أعطيناك كل ما عندنا- حسنا ، سوف أذهب- |
| - Artık gidin. Ne ver ne yok hepsini verdik. - Tamam, gidiyoruz. | Open Subtitles | اذهب الآن ، لقد أعطيناك كل ما عندنا- حسنا ، سوف أذهب- |
| - İyisin. Sana bir doz naloxone verdik. | Open Subtitles | -إنك بخير, لقد أعطيناك حقنة من "النولاكسون". |
| - İyisin. Sana bir doz naloxone verdik. | Open Subtitles | -إنك بخير, لقد أعطيناك حقنة من "النولاكسون". |
| Sana sahte kopyalar verdik. | Open Subtitles | . لقد أعطيناك نُسخاً مُزيفة |
| Size altını verdik. | Open Subtitles | لقد أعطيناك الذهبَ. |
| Size altını verdik. | Open Subtitles | لقد أعطيناك الذهبَ. |
| Geçmişini arkanda bırakma fırsatı verdik. | Open Subtitles | لقد أعطيناك فرصة ثانية |
| Size 35.000 dolar verdik. | Open Subtitles | لقد أعطيناك للتو 35 الف |
| Tamam, Michael, ağrı için sana ilaç verdik. | Open Subtitles | حسنا، (مايكل)، لقد أعطيناك شيئا من أجل الألم. |
| Telefonu sana verdik. | Open Subtitles | لقد أعطيناك الهاتف. |
| Sana her çeşit enfeksiyonla savaşacak değişik ilaçlar veriyoruz. | Open Subtitles | لقد أعطيناك أدوية متنوعة و التي ستحارب كل أنواع العدوي |
| Bu işi düzeltmen için sana bir şans veriyoruz, Alex. | Open Subtitles | لقد أعطيناك الفرصة (لتصحيح ذلك (آليكس |