| Olmalı Rich. Onu buraya kendim attım. | Open Subtitles | عليه أن يكون هنا , ريتش لقد ألقيت به بنفسي |
| Hayatımdaki en önemli şeyi fırlatıp attım. | Open Subtitles | لقد ألقيت بعيدا وخسرت وخسرت أهم شيء في حياتي |
| Yok bir şey. Dondurucudaki kaplan köpekbalığına bir göz attım sadece. | Open Subtitles | لغة جميلة، لقد ألقيت نظرة على هذا القرش في الثلاجة |
| Bakanlıktayken, kayıtlarına bir göz atmıştım. | Open Subtitles | لقد ألقيت نظرة على تسجيلاتك في الوزارة |
| Kaseyi yere fırlattım. Kızımın kafasına değil. | Open Subtitles | لقد ألقيت الوعاء على الأرض، وليس على رأسها. |
| Bu saçmalık. - Faturayı yine attın. | Open Subtitles | الآن أصبح الأمر مضحكاً لقد ألقيت الإيصال مرة أخرى. |
| Dosyanıza biraz göz gezdirdim. Hemen testlere başlamalıyız. | Open Subtitles | لقد ألقيت نظرة على أوراقك و أعتقد يجب أن نبدأ بالفحوصات فوراً |
| Dün gece kitaba göz attım ve gerçekten korkutucu bir şey gördüm. | Open Subtitles | لقد ألقيت نظرة على الكتاب بالأمس وكان به أمرا ً مرعبا ً حقا ً |
| Etkisini arttırmak için birkaç yeni bileşen attım içine. | Open Subtitles | لقد ألقيت بعض المكونات الجديدة لأزيد فعاليتها |
| Camdan aşağı attım. Kaçıp gitti. | Open Subtitles | لقد ألقيت به عبر النافذة، ولاذ بعدها بالفرار. |
| Dosyana göz attım. - Adın neydi? | Open Subtitles | لقد ألقيت نظرة على ملفك أيمكنك تذكيري باسمك؟ |
| 19 sene önce seni bir araban dışarı attım,... ve patronunuzun parasını çalmıştım. | Open Subtitles | لقد ألقيت بك من سيارة منذ 19 عاماً, وسرقت أموال رئيسك, هل تتذكر ذلك؟ |
| Camdan aşağı attım. Kaçıp gitti. | Open Subtitles | لقد ألقيت به عبر النافذة، ولاذ بعدها بالفرار. |
| Otopsi raporlarına bir göz attım, ortama çıkarıyorlar. | Open Subtitles | لقد ألقيت نظرة على تشريح الجثة إنهم يرسلونه إلى الإعلام |
| Bay Hackman'ın sınıfına bir göz attım. | Open Subtitles | لقد ألقيت نظرة على فصل السيد " هاكمان " للحظة |
| Şu kamyon depozitini yaktığıma inanamıyorum kanepemi de attım. | Open Subtitles | لا أصدق أنني سحبت وديعتي من البنك... ...و لقد ألقيت بأريكتي. |
| Seni bir kere suya atmıştım. | Open Subtitles | لقد ألقيت بكِ من قبل |
| Kaseyi yere fırlattım. Kızımın kafasına değil. | Open Subtitles | لقد ألقيت الوعاء على الأرض، وليس على رأسها. |
| Bu saçmalık. - Faturayı yine attın. | Open Subtitles | الآن أصبح الأمر مضحكاً لقد ألقيت الإيصال مرة أخرى. |
| Şu an basılıyor. Taslağına bir göz gezdirdim. | Open Subtitles | إنّها تطبع بينما نتحدّث لقد ألقيت نظرة على النص |
| Onu ya çöpe atmalıydım ya da Robbie'ye yedirmeliydim. | Open Subtitles | وكنت أعرف عجة لم يكن على حق. وينبغي أن لقد ألقيت أنا فقط من ذلك أو منحها لروبي. |
| Az önce pencereden 5000 avro fırlattın! | Open Subtitles | لقد ألقيت لتوّك خمسة آلاف يورو من النافذة. |