| Kendi özgür iradesiyle itiraf etti. Fiziksel şiddet yoktu. | Open Subtitles | لقد اعترف بإرادته الحرة لم يكن هناك عنفا بدنيا |
| Çok korkunç bir şey yapmış ve bu ilk değilmiş. İtiraf etti. | Open Subtitles | و لم تكن هذه المرة الأولى لقد اعترف بذلك |
| Suçu Sanchez'e yıkmıştı ama bunu yapmasına gerek bile yoktu. Çocuk bombayı itiraf etti. | Open Subtitles | لكنه لم يكن بحاجة لذلك لقد اعترف الفتى بشأن هذه القنبلة |
| Adil olmak gerekirse, o konuda hatalı olduğunu kabul etti. | Open Subtitles | , كي اكون عادلاً لقد اعترف انه اخطا في هذا |
| Herşeyi itiraf etmiş, buna Grasse'daki cinayetler de dahil. | Open Subtitles | لقد اعترف بكُلّ شىء ٍ بما فيها جرائمُ القتل فى جراس |
| Sholto dün gece kardeşiyle olduğunu itiraf etti | Open Subtitles | لقد اعترف شولتو انه كان مع اخيه الليله الماضيه |
| - Beni durdurmaya çalışma, Carol. Adam itiraf etti, Knapp'leri öldürmüşler! | Open Subtitles | لا تبدأي يا "كارول" لقد اعترف لي الرجل، قتل آل "نابس" |
| Bana her şeyi itiraf etti Mimar olmadığını söyledi. | Open Subtitles | لقد اعترف لي بكل شيء. لقد أخبرني أنه ليس مهندساً. |
| Müvekkilin, soğuk kanlılıkla önemli birini öldürdüğünü itiraf etti. | Open Subtitles | لقد اعترف موكلك أنه قتل بدم بارد أحد الشخصيات البارزة في المجتمع |
| Otelin barında birkaç bardak içki içtiğini ve yaklaşık 20 dakika boyunca kimliğinin kayıp olduğunu itiraf etti. | Open Subtitles | لقد اعترف ان تناول بعض الاشربة في حانة الفندق واضاع بطاقة تعريفه لحوالي 20 دقيقة |
| İtiraf etti ama yalan söylediğini biliyordum. | Open Subtitles | لقد اعترف بالرغم من اني اعرف انه كان يكذب |
| Yalan söylediğini, aldattığını sik yalayan erkek bir orospu itiraf etti. | Open Subtitles | لقد اعترف بأنه كاذب و مخادع داعر عاهر صغير |
| Otelin barında birkaç bardak içki içtiğini ve yaklaşık 20 dakika boyunca kimliğinin kayıp olduğunu itiraf etti. | Open Subtitles | لقد اعترف ان تناول بعض الاشربة في حانة الفندق واضاع بطاقة تعريفه لحوالي 20 دقيقة |
| Şoförün parktaki Rus'u öldürdüğünü itiraf etti. | Open Subtitles | لقد اعترف سائقُكَ بقتل الرّوسيّ في الحديقة. |
| Daha şimdi kanunu çiğnediğini itiraf etti. | Open Subtitles | بحقـك ، لقد اعترف للتو بمخـالفته للقـانون |
| Senin düzüştüğün adamdan adığı emir ile... oğlumu ve arkadaşını öldürdüğünü itiraf etti. | Open Subtitles | لقد اعترف بقتل ابني وصديقك بناء على أوامر من الرجل الذي كنت على علاقة به |
| Battığını ve sigortadan para alabilmek için lokantayı kasten yaktığını az önce bana itiraf etti. | Open Subtitles | جميع الإصابات الجماعية كانت خطأه لقد اعترف للتو لي أنه كان مفلساً لذا قام عمداً بإحراق مطعمه |
| Dosyaları aldığını itiraf etti ama elemanlarına isimsiz bir şekilde geldiği ve bunları çok az kullandıkları konusunda ısrar etti. | Open Subtitles | لقد اعترف باستلامة الملفات ولكنه اصر على انه وصل الى العاملين معه من شخص غيرمعروف وانهم بالكاد تصرفو على اساس ما وصلهم |
| FBI'dan olduğunu söyledi. kabul etti. | Open Subtitles | لقد قال أنه من المباحث الفيدرالية لقد اعترف بذلك |
| Seninle oynaşarak suça dahil olduğunu kabul etti. | Open Subtitles | لقد اعترف بانغماسه في بعض الملذات معكِ. |
| Sağlam bir kanıtınız olmamasına rağmen itiraf etmiş. | Open Subtitles | لقد اعترف حتى رغم أنك لم تملكي الأدلة الدامغة |
| Ona karşı sağlam bir kanıtımız olmadan itiraf etmiş. | Open Subtitles | لقد اعترف حتى رغم عدم وجود دليل قاطع ضده |
| - İtiraf mı etti? - Hepimizin ona uyacağını sanıyordu. | Open Subtitles | لقد اعترف بهذا لقد اعتقد اننا سنكون معه |