| Arabayı tam ortasından kesmek zorunda kaldım. Çok kolay bir iş değil. | TED | لقد توجب علي قص السيارة الى نصفين بالمنشار لكي اتمم الصورة .. وهي مهمة ليست بالسهلة |
| İstifa etmek zorunda kaldım çünkü ne zaman kıyıdan ayrılsak başım dönüyordu. | Open Subtitles | لقد توجب علي الاستقالة لأنني بدأت أشعر بالدوخة كلما غادرنا الساحل |
| - Altı ay Florida'da yaşamak zorunda kaldım! | Open Subtitles | لقد توجب علي البقاء في فلوريدا . لستة أشهر |
| Fransa'dan erken gelmek zorunda kaldım. | Open Subtitles | لقد توجب علي العودة من فرنسا باكراً |
| Sarah, yedi kişiyi kovmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | لقد توجب علي يا (ساره) أن أقوم بتسريح سبعة أشخاص هنا |
| Sırf o mektubu alabilmek için Ulusal Güvenlik Teşkilatı'ndaki bağlantılarımı harekete geçirmek zorunda kaldım. | Open Subtitles | انظر، لقد توجب علي أن أضغط على بعض الأوتار في (الأمن القومي) حتى تتوصل بالرسالة فقط. |