| Baban dün Yanks'a karşı Seattle'a oynadı ve inanır mısın Griffey düşük temposundan sıyrıldı ve birkaç kere tam kale koşusu yaptı. | Open Subtitles | لقد راهن والدك البارحة أن سياتل سيتغلب على اليانكس وخرج غريفي من أزمته المادية وتغير وضعه تماماً |
| Bir düşünün, bizden aldığı paranın tamamını çılgın oyununda Finch'e oynadı. | Open Subtitles | لقد راهن على "فينش" بنفس القيمه التي أخذها منا -ليشركنا بالسباق |
| Eline geçirebildiği her şeyle kumar oynadı kaybetmeye başlamadan önce de her şey mükemmel gidiyordu. | Open Subtitles | لقد راهن على أي شيئ و كل شيئ كان رائعاً حتى بدأ في الخسارة |
| Şeytan, onun aşkına ihanet edeceğin üzerine bahse girdi. | Open Subtitles | لقد راهن لوسيفر على أنك ستخون حبها |
| Lucifer onun aşkına ihanet edeceğin üzerine bahse girdi. | Open Subtitles | لقد راهن لوسيفر على أنك ستخون حبها |
| Max, Roth adlı bahisçiye para yatırdı. | Open Subtitles | (ماكس) إنه كان موجوداً في دفتر المراهنات لقد راهن بالكثير عليك |
| Bilmiyordu. Kumar oynadı. | Open Subtitles | لم يفعل ، لقد راهن على الأمر ، وجميعنا نعلم |
| Kentucky Şimşeği'ne oynadı. | Open Subtitles | "لقد راهن على خيل "كنتاكي ثندر |
| Valiente için oynadı Dövüş rüşvetli değilmiş | Open Subtitles | ! لقد راهن على (فالينتي)، المباراة ليست مدبرة |
| Onu yenemeyeceğime dair benimle bahse girdi. | Open Subtitles | لقد راهن أنني لا استطيع هزيمته |
| Geri dönmesini gerektirecek hiçbir şey yok. Tam anlamıyla her şeyini Tank'a yatırdı. | Open Subtitles | ليس لديه أي شيئ يعود من أجله لقد راهن بـ ( تانك ) علي كل شيئ |