| Orada hala, Felsefe Taşı ile ilgili devam eden araştırmalar olduğunu duydum. | Open Subtitles | لقد سمعت أن أبحاثا كانت تجرى على حجر الفلاسفه في ذلك المكان |
| Eski ortağın Jack'in kellesi için bir ödül olduğunu duydum. | Open Subtitles | إذاً لقد سمعت أن هناك مكافأة علي رأس شريكك القديم |
| Allinol mü? Sağ olun beyler, bunun çok yararlı olduğunu duydum. | Open Subtitles | هذا الوقود شكراً يا رفاق لقد سمعت أن هذه الأشياء مفيدة |
| Bu gece iddialı bir şiir gecesi varmış diye duydum. | Open Subtitles | لقد رأيت أن لديهم لقد سمعت أن لديهم مقلد الليلة |
| Şu aptal yeni kızla işi pişirmiş diye duydum, doğru mu? | Open Subtitles | لقد سمعت أن المُتأخر عقلياً أنتهى به الأمر مع الفتاة الجديدة. |
| Duyduğuma göre annen çok hastaymış, bu yüzden bu gece saraydan ayrılman gerekiyor. | Open Subtitles | لقد سمعت أن والدتكِ مريضة جدًا لذا عليكِ أن تغادري القصر الليلة |
| Evet, bar sahibi olmanın kızlarla tanışmak için iyi bir yol olduğunu duymuştum. | Open Subtitles | أجل ، لقد سمعت أن إمتلاك بار . هي طريقة مذهلة للقاء الفتيات |
| Kent, Duydum ki gazete çıkmayacakmış artık. | Open Subtitles | كينت لقد سمعت أن الجريدة لن تُطبع بعد الآن |
| Britanyalı kızların çirkin olduğunu duydum ama bu kız taş gibiymiş. | Open Subtitles | لقد سمعت أن الفتيات البريطانيات يشبهون الكلاب ولكنها جميلة |
| Venezuela'nın, aslında Nikaragualı olduğunu duydum. | Open Subtitles | لقد سمعت أن ملكة جمكال فنزويلا أساسا من نيكاراجوا |
| O iş teklifinin numara olduğunu duydum. Baban seni iyileştiğini düşünmüyor. | Open Subtitles | أنظر لقد سمعت أن ذلك العرض مجرد مكيده والدك لا يظن أنك قد تحسنت فعلاً |
| Karnına yediğin mermilerin hala orada olduğunu duydum. | Open Subtitles | لقد سمعت أن الرصاصة التى أصبت بها فى بيالى ماتزال داخلك |
| Karnına yediğin mermilerin hala orada olduğunu duydum. | Open Subtitles | لقد سمعت أن الرصاصة التى أصبت بها فى بيالى ماتزال داخلك |
| Sizin gibi klüplerin bir tür kabul töreni varmış diye duydum.. | Open Subtitles | لقد سمعت أن نوادي كالنادي خاصتكم لديها نوع من احتفال القبول |
| Her hafta 15.0000 irlandalı diye duydum. | Open Subtitles | لقد سمعت أن هناك 15 ألف أيرلندى فى الأسبوع |
| Duyduğuma göre bir düşman Komançi kabilesi birkaç gün önce buradan geçmiş. | Open Subtitles | لقد سمعت أن مجموعة من الكومانشي العدائيين قد مروا من هنا منذ اسبوع |
| Duyduğuma göre, evde sorunların varmış, öyle mi? | Open Subtitles | لقد سمعت أن لديك مشاكل في منزلك أليس هذا صحيح؟ |
| Duyduğuma göre yeni şehir rekoruymuş. Öldürmeden itirafa bir saat içinde. | Open Subtitles | لقد سمعت أن المدينة حققت رقما قياسيا جديدا فما بين القتل والاعتراف ساعة واحدة |
| Teknolojinin hızlı olduğunu duymuştum. Ne kadar hızlı olduğunu görmek istedim. | Open Subtitles | لقد سمعت أن تقنيتك سريعة أردت أن أري كم هي سرعتها |
| Duydum ki büyük bir imparatorluk, statü, mevki kısacası sahip olduğunuz ne varsa, bunlar size miras kalmamış. | Open Subtitles | لقد سمعت أن هذه الامبراطورية الضخمة والوضع والمركز كل ما أنت فيه.. |
| Dostunuzun durumu pek de iyi değilmiş. | Open Subtitles | لقد سمعت أن رفيقك ليس بخير |
| Duyduğum kadarı ile dün gece Boog başıboş kalmış ve burayı darmadağın etmiş. | Open Subtitles | لقد سمعت أن (بوج) كان طليقاً أمس وتسبب كلياً فى الفوضى |
| Tucker'ın çok yorucu olabildiğini duydum. | Open Subtitles | لقد سمعت أن ذلك الشخص "تاكر" أحمق بحق! |