| Hem zenci hem de beyaz problemimizin çözüldüğünü duydum. | Open Subtitles | لقد سمِعتُ بأن مشكلة السود والبيض تمّ حلّها. |
| Emeklilik planı yaptığına dair dedikodular duydum. | Open Subtitles | .لقد سمِعتُ إشاعة بأنكِ تعدين خططًا للتقاعد |
| - Senin bir çeşit satıcı olduğunu duydum. | Open Subtitles | ـ لقد سمِعتُ أنك تبيع العديد من الأنواع |
| - İlk gün en iyi on saniyesi diye duymuştum. | Open Subtitles | لقد سمِعتُ بِأنهّا كانت أفضل عشرة ثواني في اليوم الأوّل |
| Ananla kaybetti diye duymuştum. | Open Subtitles | لقد سمِعتُ بأنّه فقدها لوالِدتِك |
| İsmini duymuştum. | Open Subtitles | لقد سمِعتُ عَنك |
| Lee, ne olduğunu duydum. İyi olmana sevindim. | Open Subtitles | "لي" , لقد سمِعتُ بما حدث أنا سعيد لأنك بخير |
| - Senin bir çeşit satıcı olduğunu duydum. | Open Subtitles | ـ لقد سمِعتُ أنك تبيع العديد من الأنواع |
| Görev iyi gitmiş diye duydum, doğru mu? | Open Subtitles | لقد سمِعتُ أن العمل أنتهى على ما يُرام؟ |
| Karının başına geleni kızlardan duydum. | Open Subtitles | لقد سمِعتُ من الفتيات بما حدث لزوجتك |
| - 'Biriyle' takıldığını duydum. | Open Subtitles | .لقد سمِعتُ بأنكَ تتسكع مع شخصٍ معين |
| Mahkemede canına okuduklarını duydum. | Open Subtitles | لقد سمِعتُ بأنهم حطموكِ بالمحكمة. |
| Evet, ben de duydum. | Open Subtitles | أجل، لقد سمِعتُ عن هذا. |
| duydum ki sen ve şişko arkadaşın Kenney'in suratını tekmelemişsiniz. - Doğru mu bu? | Open Subtitles | إذن، لقد سمِعتُ بِأنّك وصديقك التّافِه قد ركلتُم (كيني) في وجهِه |
| Birisini duydum. | Open Subtitles | لقد سمِعتُ شخصاً ما |
| Açık sözlü olduğunuzu duymuştum. Bu çok rahatlatıcı. | Open Subtitles | لقد سمِعتُ أنّك صريح. |
| Namını duymuştum. Sen aynasızsın. | Open Subtitles | "لقد سمِعتُ عَنك, انت "رينتشي |