| Bu diski almak için çok uğraştık ama hiçbir işe yaramıyor. | Open Subtitles | لقد عملنا بجد لتسليم القرص الصلب. و الحصول على لاشيء. |
| Işıklar için çok uğraştık ve... onları görmek için benim tek şansım bu olacak. | Open Subtitles | لقد عملنا بجد على هذه الاضواء وهذه فرصتى الوحيدة لرؤيتها |
| Buraya gelebilmek için çok uğraştık. | Open Subtitles | لقد عملنا بجد لنصل إلى ما نحن عليه |
| Meni testi, davranışsal danışmanlık, güvenli seksin tanıtımı ve araştırılması üzerine Çok çalıştık. | TED | لقد عملنا بجد على فحص المني ومشورة سلوكية وترويج الجنس الآمن. |
| Mesele çevireceğimiz iş. Bu iş için Çok çalıştık. | Open Subtitles | إنه يتعلق بالمهمة, لقد عملنا بجد لأجل ذلك |
| Bu noktaya gelebilmek için çok uğraştık. | Open Subtitles | لقد عملنا بجد للوصول إلى هنا |
| Burada senin için çok uğraştık. | Open Subtitles | لقد عملنا بجد من اجلك هنا |
| Bu noktaya varmak için Çok çalıştık. Her ne kadar kabul etmesen de, bana muhtaçsın. | Open Subtitles | لقد عملنا بجد لنصل إلى هنا على الرغم . بأنّك لم تعترف , أنت بحاجتي |
| İyi bir birlik yetiştirmek için Çok çalıştık. Onurlandırılmayı hakediyorlar. | Open Subtitles | لقد عملنا بجد لندرب وحدة جيدة يستحقون المجد |
| Yani gerçekten başarmak için, arabanın tek tek her parçasının bire bir olması için Çok çalıştık. | Open Subtitles | أعني، لقد عملنا بجد حقا أن الظفر به، مسمار كل قطعة واحدة على السيارة، |