| Bana eğer istediklerini yaparsam, babamı görmeme izin vereceklerini söylediler. | Open Subtitles | لقد قالوا أنني إذا فعلت مايريدون فإنهم سيجعلونني أرى والدي |
| Adım Leonard Lowe. Bana, uzun bir süredir uzakta olduğumu söylediler. | Open Subtitles | أسمى لينارد لو لقد قالوا لى أننى كنت بعيداً بعض الوقت |
| Onlar zihnin neden olduğu bir kalp krizi geçirdiğini söylediler.. | Open Subtitles | لقد قالوا بأنّها كانت نوبة قلبية وسببها بعض النوبات العقلية |
| Evet dediler, saha içinde yürümek epey gayret gerektiren bir iştir. | TED | لقد قالوا نعم، المشي في الملعب هو ممارسة الرياضة البدنية الشاقة. |
| dediler. Bu bilginin kaydedilmesini istemediklerini söylediler. | TED | لقد قالوا ، لا نريد ذلك الاحتفاظ بالمعلومات. |
| Bir adamın kafasını tek elle parçalayabildiğini söylüyorlar. | Open Subtitles | لقد قالوا أنه يمكنك أن تحطم جمجمة رجل بيد واحدة |
| Başladığında iyi olduğunu söylemişlerdi. | Open Subtitles | لقد قالوا انها لا بئس به عندما بدئت المدرسة |
| Doktor, tüm ev arkadaşlarının sofada toplanmasını söylediler. Siz de gelin. | Open Subtitles | دكتور، لقد قالوا أن علينا التجمع . على الأريكة، وهذا يشملك |
| Özür dilerim, beyefendi, bunun bir ölüm kalım meselesi olduğunu söylediler. | Open Subtitles | آسفه يا سيدى ، لقد قالوا إنها مسألة حياه أو موت |
| Onun bir güvenlik tehdidi olduğunu söylediler. Kesin emin olmasalar birisini öldürtmezlerdi. | Open Subtitles | لقد قالوا أنها تهديد أمني، لن يختاروا أحداً إن لم يكونوا متأكدين |
| Burnunu kaybettiğini söylediler ama o kadar da iğrenç görünmüyor. | Open Subtitles | لقد قالوا أنك فقدت أنفك لكنها ليست بشعة كما يقولون. |
| Yorgun düştüğünü ve susuz kaldığını ama iyi olduğunu söylediler. | Open Subtitles | لقد قالوا بأنها مرهقة وجافة قليلاً لكنهم يقولون بأنها بخير. |
| Youtube'daki beni birey olan bene tercih ettiklerini söylediler. | TED | لقد قالوا لي أنهم يفضلونني في فيديوهات اليوتيوب عوضاً عن التدريس مباشرة |
| "Yukarıda aşağıda yandın var dediler". | Open Subtitles | لقد قالوا لى بألأعلى أن هناك حريق بالأسفل |
| Kardeşim hayattayken onlara borcu varmış dediler. | Open Subtitles | لقد قالوا بأن أخي مدين لهم بالمال عندما كان حياً |
| İçeriye gaz sızıntısını kontrol etmek için girdi dediler. | Open Subtitles | قبل انا ينفجر لقد قالوا انه ذهب ليتحقق من تسرب في الغاز |
| 65'te ona "Hiç riske girme." dediler. | Open Subtitles | تتذكر فى عام 65 لقد قالوا يا سونى ليس لديك اى فرص |
| Suçlu olduğumuzu söylüyorlar. Sınırı geçmişiz. | Open Subtitles | لقد قالوا اننا مجرمون ، و أننا أخترقنا الحدود سيدتى ، نحن لا نجرؤ على اختراق الحدود |
| Az eleman olduğunu söylemişlerdi. | Open Subtitles | لقد قالوا بأننا سنحظى بعدد قليل في هذه الرحلة |
| diyorlar ki, Afganistan'da Sovyetler... senin adını duyunca tanklarıyla kaçıyormuş, öyle mi? | Open Subtitles | لقد قالوا إن في أفغانستان عندما سمع السوفيت اسمك هربوا من دبابتهم |
| Onlara casus demişlerdi. Peki ya Guantanamo? | Open Subtitles | لقد قالوا بأنهم جواسيس ، ماذا عن غوانتنامو ؟ |
| - Buraya seni üzmek için gelmedim. - derler ki ekmek hayattır. | Open Subtitles | لم آتِ هنا لإزعاجك - لقد قالوا أن الخبز هو الحياة - |
| Dediklerine göre babam intihar ettikten sonra asla kendime gelemedim. | Open Subtitles | لقد قالوا بأنّني لم أكن أبداً صادقاً، منذ وفاة والدي |
| Oh, bana burada 24 saatlik bir tane alabileceğim söylendi. | Open Subtitles | لقد قالوا اننى استطيع ان احصل على واحدة هنا لمدة 24 ساعة |