| Erken dönmesinin çok önemli olduğunu ve gayet iyi durumda olduğunu söyledi. Endişelenmemize gerek yokmuş. | Open Subtitles | لقد قال بأنه من المهم أن تعود مبكراً وبأنها علي ما يرام وألا نقلق |
| Evde sorunları olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد قال بأنه لديه مشاكل بالبيت هل تحدتث إلى لوسي ؟ |
| Ve tanığımız da var, kaykaycı çocuk adamın dengesiz olduğunu tedirgin olduğunu söyledi. | Open Subtitles | وكان هناك شاهد على ما أقول الفتى راكب الزلاجة لقد قال بأنه كان مشوشاً جداً متعثر، وهائج جداً |
| Anneme yardım etmeye gittiğini söylemişti ama geri dönmedi nede annem döndü. | Open Subtitles | لقد قال بأنه سوف يساعد أمي لكنه لم يعد، ولا هي أيضاً |
| Mayosunu ıslatmak istemediğini söylemişti. | Open Subtitles | لقد قال بأنه لا يريد أن يبلل سروال السباحة خاصته |
| Söylediğine göre askeri hapishanede gözlerini açtığında üstlerinden birini dövdüğünü söylemişler. | Open Subtitles | لقد قال بأنه صحى وهو بجانب جدار و أخبرهم بأنه قام بضربٍ مُبرح لأحد ضباط الشرطة |
| "Bir yolunu buluruz" demişti. | Open Subtitles | لقد قال بأنه ربما يمكننا إصلاح شيئً |
| Mi Ho sayesinde iyileştiğini ve tek ihtiyacının Mi Ho olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد قال بأنه تحسن بفضل مي هو وكل ما يحتاجه هي مي هو |
| Geçen hafta muayene olduğunu ve herşeyin gayet iyi olduğunu söyledi. Tamam. | Open Subtitles | ما لا أفهمه، لقد قال بأنه قد حصل على فحص جسدي في سانت فرانسيس الأسبوع الماضي و كان كل شيء بخير |
| Ona neşe veren tek şeyin bu olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد قال بأنه حرفياً الشيء الوحيد الذي يسعده في الوقت الحالي |
| Üretim amacıyla kullanılan bir bodrumda olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد قال بأنه بقبو أحد المباني في مكانٍ ما |
| Öyle olduğunu söyledi, ayrıca şey yapmasını gerektiğini söyledi... | Open Subtitles | لقد قال بأنه المدَّعي العام، وأنه يحتاج لأن... |
| LaMotta, senin bir zamanlar dünyanın en iyi boksörü olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد قال بأنه كان هناك وقت ما... حيث كان بإمكانك أن تكون أفضل ملاكم على وجه الأرض |
| Deneyeceğini söylemişti. Karısına tekrar ulaştıktan sonra. | Open Subtitles | لقد قال بأنه سيحاول , بعد أن يُعيدَ زوجته |
| Bir defasında buluştuğumuzda çok büyük bir kavga etmiştik o da geceyi futbol sahasında geçireceğini söylemişti. | Open Subtitles | الوقتُ الوحيد الذي تعاركنا فيه بشدة هو عندما كنّا نتواعد لقد قال بأنه أمضى الليلة في الملعب |
| Beraber olmak istediğini söylemişti ama neredeydi? | Open Subtitles | لقد قال بأنه يريد أن نكون معاً لكن أين هو؟ |
| Bu sabah uyandığımda e-postamda kongre üyesinin ofisinden bir şey bulacağımı söylemişti. | Open Subtitles | لقد قال بأنه عندما أستيقظ سأتلقى رسالة عبر الايميل من مكتب عضو الكونغرس , نحن الآن في الظهيرة |
| Gece yarısına kadar peşimize düşmeyeceğini söylemişti. | Open Subtitles | لقد قال بأنه لن يتبعنا حتى منتصف الليل |
| Söylediğine göre öğretisini mahvetmek istemiyor, 46 Euclid'e daha fazla porno taşımak istemiyor. | Open Subtitles | لقد قال بأنه لا يريد أن يفسد الكارما بتوصيله أية أفلام إباحية إضافية للمنحرف في 46 إكليد |
| Söylediğine göre öğretisini mahvetmek istemiyor, 46 Euclid'e daha fazla porno taşımak istemiyor. | Open Subtitles | لقد قال بأنه لا يريد أن يفسد الكارما بتوصيله أية أفلام إباحية إضافية للمنحرف في 46 إكليد |
| Şoförünün Söylediğine göre Houston havaalanından 20 dakika önce özel bir uçakla ayrılmış. | Open Subtitles | سائقه لقد قال بأنه غادر "من مطار "هيوستن في طائرة خاصة منذ 20 دقيقة |
| - Gömülü demişti, neden inandım ki? | Open Subtitles | لقد قال بأنه دفنه فلماذا صدقته |