| İşin aslı, ilk günden beri bana yalan söylüyor. | Open Subtitles | الحقيقة هي، لقد كان يكذب عليّ من اليوم الاول |
| Umurumda değil. Yıllardır bana yalan söylüyor. | Open Subtitles | لا اهتم, لقد كان يكذب علي لسنين, لم أستطع أن أبقى في البيت |
| O size yalan söylüyordu, Bay Mitchell. O FBI'dan değildi. | Open Subtitles | لقد كان يكذب عليك إنه ليس عميلاً فيدرالياً |
| Bir şey değişir mi bilmiyorum ama yalan söylüyordu. | Open Subtitles | أتعرفين لو كان سيصنع فارقاً لقد كان يكذب |
| Onlarla birlikte olabilmek için yalan söylemiş. | Open Subtitles | لقد كان يكذب ليكن بقربهم |
| yalan söylemiş, çünkü çalıyormuş. | Open Subtitles | لقد كان يكذب لأنه كان يسرق |
| Son 22 yıldır bana yalan söyledi. | Open Subtitles | لقد كان يكذب علىّ طيلة اثنين وعشرين عاماً |
| - Bu doğruysa, o zaman ikimize de yalan söylüyormuş. | Open Subtitles | لو كان ذلك صحيح... إذن لقد كان يكذب علينا كلانا. |
| yalan söyledi. En başından beri yalan söylüyor. | Open Subtitles | لقد كذب لقد كان يكذب طوال الوقت |
| Yıllardır bana hiçbir sebep olmadığı hâIde yalan söylüyor. | Open Subtitles | لقد كان يكذب على لسنوات لسبب ليس جيدًا |
| - yalan söylüyor. - Hayır, büyük bir sıkışıklık olmuş. | Open Subtitles | لقد كان يكذب لا لقد كانت فوضى كبيرة |
| O parasını falan kaybetmedi. yalan söylüyor. | Open Subtitles | لم يسرق منه نقودا,لقد كان يكذب |
| Onunla ilgili de biraz tecrübeliyim, ve sana söylüyorum, yalan söylüyordu. | Open Subtitles | لديّ خبرة في هذا المجال أيضاً، وصدقني لقد كان يكذب |
| Meselenin çözüldüğünü söylerken yalan söylüyordu. | Open Subtitles | لقد كان يكذب عندما قال أنه تولى الأمر بنفسه |
| Size yalan söylüyordu. Söylediği kişi değil. | Open Subtitles | لقد كان يكذب عليك إنه ليس كما يدّعي |
| Sana yalan söylüyordu biliyor musun? | Open Subtitles | لقد كان يكذب عليك هل تعلمي بذلك؟ |
| Onlarla birlikte olabilmek için yalan söylemiş. | Open Subtitles | لقد كان يكذب ليكن بقربهم |
| yalan söylemiş. Çok şaşırtıcı! | Open Subtitles | لقد كان يكذب مفاجأه كبيره |
| Bize yalan söyledi. Bunca zaman bize yalan söyledi. | Open Subtitles | لقد كان يكذب علينا كان يكذب علينا طوال الوقت |
| yalan söyledi. 45 saniyeye zamanlayıcı kurdu. | Open Subtitles | لقد كان يكذب ، لقد قام بضبط المؤقت على 45 ثانية |
| Başından beri yalan söylüyormuş. Yani sen de yalan söylüyormuşsun Lee. | Open Subtitles | لقد كان يكذب خلال هذا الوقت كله هذا يعني أنت كنت تكذب أيضاً |
| Bana yalan söylüyormuş. Yalan söylediğini biliyordum. | Open Subtitles | لقد كان يكذب علي، كنت أعلم أنه يكذب |