| Rüyada olmalıyım. Ben de Eskiden Senin gibiydim. 25 yaşına gelene kadar. | Open Subtitles | ـ أنا في وسط حلم .ـ لقد كنتُ مثلك حتّى بلغتُ 25 |
| Komikmis; Ben de Senin bana neden Noel kartı gondermedigini. | Open Subtitles | هذا مُضحك; لقد كنتُ أتساءل لما لم ترسل بطاقة مُعايدة |
| Merhaba! - Seni yakaladığıma Çok sevindim. - Evet, çıkmak üzereydim. | Open Subtitles | ـ سررت لأنني تحصلت عليكِ ـ أجل، لقد كنتُ خارج المنزل |
| Sanırım babamın Seni benden daha Çok seveceğini sandığımda biraz çıldırdım, ama fark ettim ki ikimizi de seviyor. | Open Subtitles | لقد كنتُ نوعا ما مرتعبة من ان ابي يُحبكِ اكثر مما يحبني، ولكني ادركت الان انه يحُبنَا نحن الاثنين |
| Ağır ol, biraz. sadece pazar araştırması yapıyor, rakibimi kontrol ediyordum. | Open Subtitles | لقد كنتُ أجري بحثاً للسوق فحسب حسناً, لكي أعرف حالة مُنافِستي. |
| Senin için ne yapabilirim? - Akşam eve arkadaşlarımı çağırabilir miyim diyecektim? | Open Subtitles | لقد كنتُ أتساءل إن كان مسموحًا لي بدعوة بعض الأصدقاء لمنزلنا الليلة؟ |
| Zamanında Ben de sığır çaldım ama hiçbiri himayemde değildi. | Open Subtitles | لقد كنتُ إقضي يومي و تعرضت القطيع للسرقة، |
| Ben de işin içindeydim. Tamamen onun fikri değildi. | Open Subtitles | أجل، أجل لقد كنتُ متورطاً، لم يتخذ القرار لوحده |
| Bak, ilk seferde Ben de heyecanlanmıştım. | Open Subtitles | اسمع لقد كنتُ متوتراً في المرة الأولى أيضاً |
| Bundan sana bahsedecektim, ama sonra yasadışı olduğundan, en iyisinin inkâr edebilesin diye Seni bunun dışında bırakmak olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | لقد كنتُ سأخبركِ بذلك لكنني عرفتُ بأنّ هذا غير قانوني من الأفضل عدم إشاركك بالأمر حتى يكون لديكِ حجة الإنكار |
| Ben her zaman Seni düşündüm. Mesele bu değil. Tamam mı? | Open Subtitles | لقد كنتُ أهتم بكِ دوماً ليس الأمر هكذا أبداً ، أتفهمين؟ |
| Son zamanlarda düşünüyordum ve artık Seni gerçek bir randevuya çıkarmamın vakti geldi. | Open Subtitles | لقد كنتُ أفكر ملياً ، وأعتقد أنه حان الوقت لأخذك في موعد حقيقي |
| Çok heyecanlıydım. Araziden araziye koşup 80 kopyayı kontrol ettim. | TED | لقد كنتُ متحمسة جدًا. فركضتُ من موقع إلى موقع وتفحصتُ جميع الشتلات الثمانين. |
| Ona kabalık ettim, dostum. Ona yanlış yaptım ve... | Open Subtitles | لقد كنتُ نذلاً معه ، يا رجل ، لقد أخطأتُ في حقه ولا يمكن .. |
| sadece almak istediğin başka bişey varmı diye merak ediyorum. | Open Subtitles | لقد كنتُ أتساءل إن كان هناك شيءٌ آخر تريدين أخذه؟ |
| Sanki bir şey gördüm de. Ben sadece komşuluk yapıyordum. | Open Subtitles | كما لو أنني سأتعلّم شيئاً لقد كنتُ في الجوار فحسب |
| Başta Çok hayal kırıklığına uğradım. Oyundan Çok erken atıldım. | Open Subtitles | .لقد كنتُ تافها في الأول، أوشكت على الخروج من اللعبة |
| Eskiden bunu gözüm kapalı bile yapardım. | Open Subtitles | لقد كنتُ أعرف فعل ذلك مسبقاً من دون النظر حتى |
| Üç aydır, kayıt dışı olarak ortada dönen bu istihbaratları takip ediyordum. | Open Subtitles | لقد كنتُ أتعقب نشاط إستخباراتي، في الشهور الثلاث الماضية، بشكل غير رسمي |
| İnan bana, bunu anlayacak kadar fazla öğrenciyle haşır neşir oldum. | Open Subtitles | صدِّقني، لقد كنتُ حول طلابٍ . بما فيه الكفاية لمعرفة ذلك |
| Az önce üst katta başsavcı arkadaşımla konuşuyordum. | Open Subtitles | لقد كنتُ بالأعلى أتحدّث إلى صديقي المدّعي العام |
| Kasanın köşesinde bekliyordum. Adamlar girdi içeri. Ellerinde silahlar vardı. | Open Subtitles | لقد كنتُ أقف، عند منضدة الحجز اقتحموا المكان، وبحوزتهم أسلحة |