| Herkül, köyümüze yeniden can getirdin. Her şeyi sana borçluyuz. | Open Subtitles | هرقل، أعطيت الحياة لقريتنا ثانيةً نحن ندين لك بكل شيء |
| Seninkinden biraz bize ver ki yaşayabileyim, birazını köyümüze götürelim, sonra sana ne kadar ihtiyacın varsa yapacağım. | Open Subtitles | أعطني مما عندك حتى أظل حيا ودعنا نأخذ القليل لقريتنا وبعد ذلك سأصنع لك الكمية التي تريدها |
| köyümüze güneş enerjisi getirmek için bir programa kabul edildi. | Open Subtitles | لقد قبلت في برنامج لتجلب الطاقة الشمسية لقريتنا |
| Ama köyümüzün başına yüzyıllardır geldiği gibi hayatlarımızı yeniden kurduk. | Open Subtitles | ولكن ، كما حدث لقريتنا لقرون عديدة اعادنا بناء حياتنا |
| Bu ırmak köyümüzün can damarı olacak. | Open Subtitles | هذا الجدول سيصبح شريان الحياة لقريتنا |
| Barones, naçizane köyümüze sizi getiren nedir? | Open Subtitles | مالذي أتى بك لقريتنا البسيطه، أيتها النبيله؟ |
| köyümüze geldiğiniz için çok mesuduz. | Open Subtitles | و نحن سعداء بتشريفكم لقريتنا بالحضور |
| korkunun bizim köyümüze girmemesi lazım. | Open Subtitles | لا تجلبه لقريتنا |
| Onu köyümüze getirme. | Open Subtitles | لا تجلبه لقريتنا |
| köyümüze geldiğiniz için teşekkürler. | Open Subtitles | أشكرك على حضورك لقريتنا |
| köyümüze geldiler. | Open Subtitles | لقد حضروا لقريتنا |
| köyümüze şimdi ne fenalık getirdiniz Jedi'lar? | Open Subtitles | ما التهديد الذى جلبته لقريتنا الان ايها الـ (جيداى) ؟ |
| köyümüze gelmiştin. | Open Subtitles | لقد جئت لقريتنا. |
| Bu bizim köyümüzün özel yemeğidir. Dene bakalım. | Open Subtitles | {\pos(192,220)} جرّبها، إنّها الغذاء المميز لقريتنا |
| Atamız Wei Jin, uzakta bir şekil gördüğünde... köyümüzün batı kapısından ayrılıyordu. | Open Subtitles | جدنا الأكبر (واي جين) كان يغادر البوابة الغربية لقريتنا... حينما رأى شيئاً على بعد منه... |