| Bu adamla zaman geçirmek için gönüllü olacak birini hayal edemiyorum. | Open Subtitles | لا أتصور ان هناك احد قد يتطوع لقضاء الوقت مع هذا الرجل |
| Seninle zaman geçirmek için geldim. Benimle ve takımın yarısıyla. | Open Subtitles | لقد أتيت الي هنا لقضاء الوقت معكي - حسنا , معي انا و نصف الفريق - |
| Hayır, buraya seninle vakit geçirmek için geldim. Bunun yatakta olması şart değil. | Open Subtitles | لا أتيت لقضاء الوقت معكِ ، الوقت لا نحتاج لقضائه في السرير |
| Kardeşimle vakit geçirmek için tatil planlarımı değiştirdim. | Open Subtitles | لقد غيرت من خطط عطلتى لقضاء الوقت مع شقيقى |
| Birlikte zaman geçirmenin başka yollarını düşünsek mi? | Open Subtitles | هل بإمكانك التفكير بشأن إيجاد طريقة لقضاء الوقت سوية؟ |
| Aslında onunla hiç gerçekten zaman geçirme fırsatım olmadı. | Open Subtitles | لم يكن لدي الفرصة الحقيقية لقضاء الوقت معه |
| Kepçe makinesi, Yengeç Sığınağı'nda zaman öldürmek için bire birdi. | Open Subtitles | ماكينة المخلب هي طريقة شعبية لقضاء الوقت في حانة الـ(كراب)ـ |
| Sen ve Maddie'yle biraz zaman geçirmek için geldim. | Open Subtitles | جئت لقضاء الوقت معكِ و مادي فحسب |
| - hemde 'benimle zaman geçirmek için'... - Millie, saklanacak bir yere ihtiyacım vardı. | Open Subtitles | لقضاء الوقت معي - ميلي , لقد احتجت لمكان لأختبئ فيه - |
| Ne yapsam diye düşünüyorsun... zaman geçirmek için. | Open Subtitles | يجعلني أتساءل ماذا سنفعل... لقضاء الوقت. |
| Benimle zaman geçirmek için çok meşguldü. | Open Subtitles | كان مشغولاً جداً لقضاء الوقت معي |
| İnternette Felix'e bakıyorduk, zaman geçirmek için. | Open Subtitles | (نرى (فيليكس على شبكة الإنترنت لقضاء الوقت |
| Benimle vakit geçirmek için bir bahane. Birilerinin kendine güveni bayağı sağlam. Hadi ama ya. | Open Subtitles | هو عذر لقضاء الوقت معي يبدوا الإعجاب بنفس هنا |
| Çocuklarınla vakit geçirmek için projeyi bıraktığını söylemiştin. | Open Subtitles | قلت أنك ستتوقف عن العمل في المشروع لقضاء الوقت مع أطفالك. |
| Bütün bunları benimle vakit geçirmek için yaptığını biliyorum ve onun duygularını incitmek istemiyorum. | Open Subtitles | أعرف أنه يفعل هذا لقضاء الوقت معي ولا أريد أذية شعوره |
| - Seninle vakit geçirmek için can atıyorlar. | Open Subtitles | لقد كانا يتطلعا لقضاء الوقت معك |
| vakit geçirmek için bir şeyler buluruz. | Open Subtitles | لكن ربما نجد طريقة لقضاء الوقت |
| Aslında gerçekten zaman geçirmenin en üretken yolu bu. | Open Subtitles | نعم ، انها طريقة جيدة لقضاء الوقت |
| Bu da bir zaman geçirme şekli işte. | Open Subtitles | إنها طريقة لقضاء الوقت |
| Şimdi de zaman öldürmek için bir film izleyelim bakalım. | Open Subtitles | -والآن سأشغل فيلماً لقضاء الوقت |