| Yol devriyesinden Desolation Köprüsü'ndeki kamera görüntülerini istedik. | Open Subtitles | نحن طلبنا لقطات من دوريات الطرق السريعة للولاية للكاميرات على جسر الخراب. |
| Annemle ikisinin görüntülerini izletti. | Open Subtitles | لقد جعلني ارى لقطات من فيديو له هو و والدتي. |
| Mobese kamera görüntülerine. Antigangster kameralarımıza neden şimdi erişmek istiyorsunuz? Sadece belli birini. | Open Subtitles | لقطات من كاميرا ذات الضوء الازرق ولماذا تريدين لقطات من كاميراتنا المعادية للعصابات؟ |
| Bölge hastanesine yakın zamanda silah yarasıyla gelen birisi olup olmadığını sorduktan sonra görüntü kayıtlarını istedim. | Open Subtitles | حسناً, حصلت علي لقطات من الأمن من مستشفي محلية بعد ما تحققت لأعرف إذا كان لديهم أي ضحايا لطلق ناري و اعترفوا مؤخراً |
| İşte benim canım karım. Her neyse, bu ekip harika çalışmalarınız için kamera arkası görüntüler çekecek. | Open Subtitles | على أية حال ، طاقم التصوير هذا سيصور لقطات من وراء الكواليس لعملك الرائع |
| Öyleyse görüntülere tekrar bakıp gözden hiçbir şey kaçırmadığımıza emin olalım. | Open Subtitles | دعونا تحقق لقطات من جديد، تأكد من أننا لم تفوت أي شيء. |
| Taksi durağı arabadaki kamera kayıtlarını gönderdi. | Open Subtitles | خدمة سيارات الأجرة أرسلت للتو لقطات من داخل التاكسي إنظر لهذا. |
| Günün erken saatlerinden görüntüleri aldı ve bir şerit üzerine yazdı. | Open Subtitles | قام بأخذ لقطات من صباح اليوم وبعدها قام بأضافه ذلك العنوان |
| Okul ile Adrian'ın evi arasındaki yolun ve komşunun evinin etrafındaki trafik kameralarının görüntülerini gönderiyorlar. | Open Subtitles | دائره النقل سترسل لقطات من كاميرات المرور بين المدرسه ومنزل أدريان وأيضاً منزل الجيران |
| Muhabir Song fabrikanın kamera görüntülerini nasıl aldı acaba? | Open Subtitles | كيف حصلت المديرة سونغ على لقطات من مكان كهذا |
| Balm'daki güvenlik görüntülerini görelim. | Open Subtitles | اسمحوا لي أن نرى لقطات من الأمن النادي. |
| Yavaşça kenara çekiyorum, bulabildiğim en parlak sokak lambası altına, olur da tanığa veya kamera görüntüsüne ihtiyacım olur diye. | TED | أتوقف على جانب الطريق بهدوء تحت أكثر كشافات الإنارة سطوعا في الشارع في حالة إذا إحتجت لشهود أو لقطات من كاميرا مراقبة |
| O bağış belgeselinden bir görüntü. | Open Subtitles | انه... . لقطات من الفيلم الوثائقي لجمع التبرعات. |
| Bu görüntü üç yıl önce İskenderiye, Mısır'daki Al-Jared pazarından. | Open Subtitles | هذه لقطات من متجر "الجغراد" في الإسكندرية"، مصر قبل ثلاث سنوات" |
| Bu görüntüler bir miğfer kamerasından alınmış olup, Irak'ta yaşanmış bir kahramanlık olayını gözler önüne sermektedir. | Open Subtitles | لقطات من كاميرا خوذة على الأرض في العراق سجلت الحادث البطولي. |
| Bu görüntüler, Kocaayak Avcıları adlı bir televizyon programından. | Open Subtitles | هذه لقطات من برنامج تلفزيوني يدعى بصائدي القدم الكبيرة |
| Senin görevine ait olan görüntülere ulaşmaya çalıştım. Ben, beni engelledi. | Open Subtitles | لقد حاولت الدخول على لقطات من مهمتك لكن "بن" أخرجني |
| Pentagon'daki şu sözde uçak kazasında yüz farklı kameranın çektiği görüntülere el konuldu elimizdeki tek görüntüde de patlama var ama uçak yok. | Open Subtitles | الاقتباس نهاية الاقتباس تحطم طائرة في لPentagon-- صودرت لقطات من أكثر من 100 الكاميرات، و فقط القطعة من الفيلم التى نراها |
| Hastane kayıtlarını aldığını söyle. | Open Subtitles | أخبرني بأنّك حصلت على لقطات من صور المُستشفى. |
| Sadece 1 cameradan görüntüleri var ve o da papağanlara odaklanmış durumda. | Open Subtitles | لديهم لقطات من كاميرا تركز فقط على الببغاوات |
| Katrina'nın kamerasındaki görüntüleri kontrol ediyordum da, bunu görmek isteyeceksin. | Open Subtitles | مهلا، أنا الإيداع ' لقطات من الكاميرا كاترينا، و، اه، أنت ستعمل أريد أن أرى هذا. |