| Elbette etkilendim. Seksiydi ve Aksanı içimi gıcıklıyordu. -Ne güzel. | Open Subtitles | بالطبع أنا متأثر فقد كانت مثيرة كما أنّي أحببتُ لكنتها |
| Eee, olur da konuşursa Alman Aksanı mı duyacağız? | Open Subtitles | إذا تحدّثت هي فهل ستصبح لكنتها ألمانيّة أيضاً؟ |
| Annemin dili, ülkenin kurbağalarıyla süslenmiş ve onun annesinden kalan bir telgraf. Bu yüzden dudaklarını zorlukla açabildiği İngilizce'de bile Aksanı, ona evi işaret eden inatçı bir pusula gibidir. | TED | لسان أمي هو برقية مبعوثةٌ من أمها مزخرفة بضفادع الكوكي من الحقول لذا حتى عندما تكون شفتاها بالكاد تستطيعان الإحاطة بالإنكليزية، تكون لكنتها بوصلةً ثابتة توجهها دائمًا نحو المنزل. |
| Drama okuluna gittiğinde, o Aksanı kaybetti tabii. | Open Subtitles | وفقدت لكنتها حين ذهبت لمدرسة التمثيل |
| Üzüldüm elbette. Seksiydi ve aksanını beğeniyordum. | Open Subtitles | بالطبع أنا متأثر فقد كانت مثيرة كما أنّي أحببتُ لكنتها |
| Fransızdı ama aksanını hemen hemen kaybetmişti. | Open Subtitles | كانت فرنسية أقول بأنها خسرت معظم لكنتها |
| Aksanı belli olmasın istedi. | Open Subtitles | لماذا؟ لأنّها لمْ ترد أن تكشف لكنتها. |
| Yüzü kapalıydı. Yabancı bir Aksanı vardı. | Open Subtitles | كان وجهها مغطى، وكانت لكنتها غريبة. |
| Aksanı beni çıldırtıyordu. | Open Subtitles | لكنتها تغيظني بالفعل |
| Meksika'dan geldiğini söyledi ama Aksanı Rus'tu. | Open Subtitles | ،)قالت أنّها قدمت من (المكسيك .لكن كانت لكنتها روسية |
| Aksanı biraz garip. | Open Subtitles | لكنتها صعبة، أليس كذلك؟ |
| - Amanda. - Peki niye bu kadar komik bir Aksanı var? | Open Subtitles | (أماندا) - ولماذا لا أفهم لكنتها ؟ |
| İngiliz Aksanı var galiba. | Open Subtitles | لكنتها بريطانية . |
| aksanını da seviyorum. | Open Subtitles | ويعجبني لكنتها |