| Ama bana bulaşmasaydınız normal hayatı normal arkadaşları olan normal bir birey olurdum. | Open Subtitles | لو أنّكَ تركتَني و شأني، لكنتُ طبيعيّاً، أحظى بحياةٍ طبيعيّة، مع أصدقاء طبيعيّين. |
| Eğer Shin Ji Hyun olsaydım ömrü boyunca Shin In Jung'a musallat olurdum. | Open Subtitles | إذا كنت شين جي هيون لكنتُ بالتأكيد سأطارد شين ان جونغ مدى الحياة |
| Sence sana verecek bir şeyim olsaydı tüm bunlara katlanır mıydım? | Open Subtitles | إن كنتُ أخفي شيئاً لكنتُ أخبرتك إياه بعد كل تلك الضربات |
| - Benimle konuşmuş olsaydı onun yanında kendimden geçmiş olurdum, sizin yanınızda duramazdım. | Open Subtitles | ــ لو تحدّث معي لكنتُ فقدتُ الوعي بجانبه و لا أقف هُنا معك |
| Diplomam hâlâ elimde olsa, bu yüzden kaybederdim. | Open Subtitles | لو كانت لا تزال لديّ رخصة طبّية، لكنتُ فقدتُها بسبب هذا |
| Eğer kazandıklarımı biriktirmese şu an durumum çok iyi olurdu. | Open Subtitles | لو لم يكن يبقي على مال توصيلي للصحف لكنتُ بخير |
| olsaydım adamın icabına bakardım. Ben daha çok soruşturmanın başarısız olmasından endişeliyim. | Open Subtitles | أنا آسف لأنني لم أكن هناك لكنتُ سأبرح وجه ذلك الرجل ضرباً |
| Eğer bu bebeğin burada olduğunu bilseydim, bizi oradan daha çabuk çıkarırdım. | Open Subtitles | لو كنت أعرف بوجود هذه الحلوة هنا لكنتُ أخرجتنا من هنا أسرع |
| Oğlum ya, bu işe yıllar önce girseydim şimdiye 2-3 kez boşanmış olurdum. | Open Subtitles | يا رجلّ، لو فعلتُ هذا قبل سنوات لكنتُ مطلّقًا مرتين أو ثلاث الآن. |
| Eğer senin hakkında şüphelerim olsaydı heyecanlı olurdum. | Open Subtitles | لو أنتابني شكٌ بقدراتكِ لكنتُ متوتراً الآن |
| O burada olsaydı ben aşağıda olurdum. | Open Subtitles | لو كان الحيوان على السياج لكنتُ على الأرض. |
| Bir kocam olsaydı, o olurdu. Ama çok zayıf biri. | Open Subtitles | لو كنتُ أريد زوجاً, لكنتُ أخترته لكنه ضعيف |
| Başka bir yolu olsa, ben yapardım. | Open Subtitles | لو كانت توجد طريقة أخرى للخروج من تلك المشكلة، لكنتُ إتّبعتها |
| Bunu yapan ben olsaydım şu anda yanımda tek bir şey olurdu. | Open Subtitles | لو أنّي فعلتُ هذا لكنتُ حصلت على شيء واحد الآن على ابني |
| Sana yardımı dokunacak bir şey bilseydim söylerdim ama bilmiyorum. | Open Subtitles | لو كنتُ أعرف شيئاً سيساعدك لكنتُ سأخبركِ، ولكنني لا أعرف |
| Sadece sen ve ben olsak, derdim ki: | Open Subtitles | لو كان الأمر بيني و بينك فقط : لكنتُ سأقول |
| Yerinde olsam dikkat ederdim. Aşık olduğun herif hıyarın teki. | Open Subtitles | لكنتُ سأحذر، الرجل الذي أنت واقعٌ في حبّه هو أحمق |
| .. ama yapmasaydım, bu sefer de ben ölmüş olacaktım. | Open Subtitles | لكني إن لم أتصرف بهذه الطريقة، لكنتُ مُت أنا. |
| Evet ve eğer senin için olmasaydı, şu anda bir hücrede oturuyor olabilirdim. | Open Subtitles | ،بلى، وإنْ لم يكن هذا بسببك لكنتُ قابعاً فى زنزانة الآن |
| Ve özür dilerim demek senin için bir anlam ifade etse, çoktan derdim. | Open Subtitles | ولو كنتُ أرى أنّ الاعتذار سيعني شيئاً لك، لكنتُ اعتذرتُ لك |
| Eğer tutkun yüzünden kör olmamış olsaydın o zaman özgürlükten birkaç dakika uzakta olurdum. | Open Subtitles | وإن لم تكُن مشغولاً بعاطفتك، لكنتُ الآن على بعد دقائق من الحرّية |
| Eğer onların arasında on dakika daha kalmış olsaydım, ben de ölecektim. | Open Subtitles | لو بقيتُ مع تلك المجموعة عشرةَ دقائقَ أخرى، لكنتُ ضمن الموتى أيضاً. |