"لكنه لم يعرف" - Translation from Arabic to Turkish

• ama

Baban iyi bir insandı, ama nasıI şirket işIetiIeceğini biImiyordu.
أبيك كان رجل صالح، لكنه لم يعرف كيفية إدارة العمل.

Her şeyi biliyormuş gibi yapıyor ama bir şey bildiği yok.
اترى ، لقد اعتاد على معرفة كل شيء لكنه لم يعرف

Huxley, beyin faaliyetlerinin ve bilinçli deneyimlerin birbiriyle ilişkili olduğunu biliyordu ama nedenini bilmiyordu.
لقد عرف هكسلي إن نشاط المخ والتجارب الواعية مترابطة معا لكنه لم يعرف لماذا

ama Tudor Kralı 7.Henry gibi adisine hiç rastlanılmamıştır.
لكنه لم يعرف خسيساً بقدر ملك تيودور، هنري السابع

Finn binayla ilgili ciddi bir hata olduğuna inanıyordu, ama ne olduğunu bilmiyordu.
لقد كان فين على علم بأن هناك خطبٌ ما في هذه البناية، لكنه لم يعرف ماهو

ama bu ufak numarayı bilemez çünkü yepyeni.
لكنه لم يعرف هذه الخدعة الصغيرة لإنها صنف جديد

Dwight evimi aradı ama annemin eşyalarını karıştırdığım için sürekli tartışıyorduk ve benim çoktan evden taşındığımı bilmiyordu.
دوايت اتصل على منزلي لكنه لم يعرف بأني قد انتقلت خارج المنزل لان امي وأنا نتشاجر

ama kadının, karım olduğunu bilmiyordu ve söyleyince...
لكنه لم يعرف أنها زوجتي هذا هو الأمر و عندما أخبرته

İsimlerini bilmiyordu, ama tüm uzmanlık alanlarını öğrenmişti.
عن الناس تضررا. وقال انه لا يعرف أسماءهم، لكنه لم يعرف كل من مجالات خبراتهم.

Cevap almaya çalışırken adamlarından birinin pestilini çıkardım ama hiçbir şey bilmiyormuş.
لقد ضربت أحد متعجرفيه البلهاء محاولة الحصول على بعض الأجوبة لكنه لم يعرف شيئاً

Eminim baban kendince seni sevmiştir. ama bu sevgiyi ifade edecek bir yol bulamamıştır.
لكنه لم يعرف كيفية التعبير عن ذلك الحب

Garajı ateşe veren oydu; ama içeride Jenna'nın olduğunu bilmiyordu.
هو من أشعل النار في الكراج لكنه لم يعرف آن "جينا" في الداخل

Yasadışı ama Ron'un kendini öldüreceğini bilmiyormuş.
حسناً.. هذا غير مشروع.. لكنه لم يعرف أن "رون هانا" سيقتل نفسه.

ama ne işin kadar uzun süreceğini bilmiyordu.
لكنه لم يعرف كم سيطول ذلك أتملكين إسم

ama o bunu bilmiyordu.
لكنه لم يعرف ذلك

ama Nathan'a bir oğlu olduğunu söylemediğimi bilmiyor.
لكنه لم يعرف لم أخبر (نيثان) قط أن لديه ابن

ama bunun bende olduğunu bilmiyor.
لكنه لم يعرف حيازتي هذا

Tom kiliselerin ışıkla dolu olmasını istiyordu ama nasıl yapacağını bilmiyordu.
لقد حلم (توم) بالضوء حلم بكنيسة مليئة بالضوء لكنه لم يعرف كيف يبنيها

Evet ama o bunu bilmiyor!
نعم، لكنه لم يعرف هذا

Evet ama o bunu bilmiyordu.
نعم لكنه لم يعرف ذلك