| Tamam, yarın olsun. Ama lütfen burada olacağına söz ver. | Open Subtitles | حسنًا، في الغد إذًا لكن أرجوك عدني أنك ستكون هنا |
| Çıkar için misafirperverlik yapacak biri değilim Ama lütfen oğullarıma iyi bak. | Open Subtitles | أنا لست من الرجال الذين يمتنٌون بضيافتهم لكن أرجوك , اعتني بأولادي |
| Ama lütfen şunu anla, yabancı topraklarda böyle görevler kolay değildir. | Open Subtitles | لكن أرجوك أفهم ، لا يمكننا القيام بمهمات على أراض أجنبية |
| Ama lütfen, hangi işi alırsa alsın sessiz olsun. | Open Subtitles | لكن أرجوك,أي عملٍ يتولاة احرص أن يكون هادئاً |
| Ama lütfen, posta kutuma çikolata bırakmayı kesin! | Open Subtitles | لكن أرجوك لا تترك لوز الشوكولا على الكرسي |
| Cezalandırılacak, ama, lütfen, daha fazla ölü kimseye hizmet etmez! | Open Subtitles | سوف يعاقب على مافعله لكن, أرجوك, المزيد من الموت لن يساعد أحد |
| Biliyorum, koca adam oldun, Clark Ama lütfen, yaşın ne olursa olsun bana "anne" de. | Open Subtitles | أعرف أنك أصبحت بالغاً عملياً كلارك لكن أرجوك أن تناديني بأمي مهما كان عمرك |
| Ama lütfen anla beni. Reddederse en yüksek ceza için çabalayacağım. | Open Subtitles | لكن أرجوك افهميني إذا رفض ذلك، سأسعى وراء العقوبة القصوى |
| Gitmek istediğini anlıyorum Ama lütfen, ben öyle biri değilim. | Open Subtitles | أشعر الأن بما تشعر لأنك تريد الذهاب لكن,أرجوك أنا لست كذلك |
| Ama lütfen nazik ol.Bu yayımlanan ilk kitabım. | Open Subtitles | و لكن أرجوك كن لطيفاً إنها أول رواية أنشرها |
| Ama lütfen nazik ol.Bu yayımlanan ilk kitabım. | Open Subtitles | و لكن أرجوك كن لطيفا إنها أول رواية أنشرها |
| Ama lütfen beni öldürmeyin. Tanrı aşkına yaşamama izin verin. | Open Subtitles | لكن أرجوك لا تقتلني حبّاً بالله، دعني أعيش |
| Sizi tanımıyorum Ama lütfen buraya böcek ilacı sıkmayın. | Open Subtitles | انا لا أعرفك لكن أرجوك ألا ترش المبيد هنا |
| Ama lütfen bunu tekrar söyleyerek bana hakaret etme. | Open Subtitles | لكن أرجوك.. لا تهينني بقولك هذا مرة أخرى |
| Ama lütfen 3 yıl önce tanıdığım kişi değişmesin. | Open Subtitles | و لكن أرجوك لا تخسر ذلك الرجل الذي التقيته قبل ثلاث سنوات |
| bunun senin için şoke edici olduğunu biliyorum Ama lütfen sadece dinle. | Open Subtitles | أعلم بأن الأمر شكل صدمة لك، لكن أرجوك أسمعيني |
| Sen öyle istiyorsan ondan ayrılırım çünkü benim için çok önemlisin Ama lütfen, beni bunu yapmaya zorlama, olur mu? | Open Subtitles | سأنفصل عنها إن كانت هذه رغبتك، لأن هذا يبين كم أقدّرك، لكن أرجوك لا تجبرني على فعل هذا |
| Şirketimizi reddetmeniz sorun değil Ama lütfen bu oyunun gün ışığına çıkmasına izin verin çalışanlarımıza sahip çıkın lütfen. | Open Subtitles | يمكنك أن تختار بأن لا تُشاركنا لكن أرجوك لا تضع حد لهذه اللعبة وأرجوك إستمر بإستعمال فريق التطوير |
| Ama lütfen hayatını düzeltene kadar bekle. | Open Subtitles | لكن أرجوك إنتظر حتى يرجع لنفسه ماذا تقصدي؟ |
| Ama lütfen cinayete kurban giden onca kızı düşün. | Open Subtitles | لكن أرجوك.. فكري بخصوص هذه الفتيات اللواتي قتلن. |
| Fakat, lütfen, Kutsal Meryem, böyle olmasına izin verme. | Open Subtitles | لكن أرجوك ، أيتها الأم المقدسة ، لا تسمحي لها أن تكون كذلك |