| Belki karakterler bir anne ve oğludur, vejetaryen olmalıdırlar Ama annesi, oğlunu hamburger yerken görmüştür. | TED | ربما تكون الشخصيات مراهقا ووالدته، ومن المفترض أن يكونا نباتيين، لكن الأم رأته يأكل برغر. |
| Yaptıkları şeyler yüzünden ve kaçtığı için. Ama annesi yargılanmayacak. | Open Subtitles | هذا بسبب عمليات التخريب والهروب لكن الأم لن تُحاكم |
| Evet, Ama annesi çocuğun çamurda oynadığını söyledi. | Open Subtitles | أجل لكن الأم قالت بأن الطفل كأن يلعب في الوحل |
| ama anne istiridye göz kırptı ve sadece ağır kafasını salladı. | Open Subtitles | لكن الأم المحار غمزت بعينها وحركت رأسها الثقيل |
| Özür dilerim, konsültasyonda sorun çıkmadı ama anne biraz endişeliydi. | Open Subtitles | مرحبًا، أسفة الاستشارة مرت بسلاسة لكن الأم صارت قلقة بعض الشئ |
| Ama annesi çok yoruldu. | Open Subtitles | لكن الأم متعبة جدًا |
| - Ama annesi de buradaydı, gördüm onu. | Open Subtitles | لكن الأم كانت هنا لقدرأيتها! |
| -Evet Ama annesi senden kurtulmaya çalışıyor. | Open Subtitles | -نعم، لكن الأم لا تريدك |
| Ama annesi! | Open Subtitles | لكن الأم |
| Arabadayken ikisinin de gözleri bağlıymış ama anne 45 dakikalık bir mesafede olduğunu tahmin ediyor. | Open Subtitles | تم تغطية أعينهما في السيارة لكن الأم تقدر رحلة مدتها 45 دقيقة |
| ama anne sadece bir kaç yıl daha yardım edecek. | Open Subtitles | لكن الأم تساعد فقط في بضع سنوات |
| ama anne genç ve tecrübesiz. | Open Subtitles | لكن الأم شّابة وعديمة الخبرة. |
| ama anne ailenin tek sayılanıdır. | Open Subtitles | لكن الأم هي المهمة. |