"لكن ديفيد" - Translation from Arabic to Turkish

    • ama David
        
    Orada bulunmaktan bile hoşlanmamıştım ama David oraya gidip silahı aramamı seyretmekten bile zevk alıyordu. Open Subtitles لم أكن سعيدًا بالتواجد هناك لكن ديفيد كان مستمتعًا بأن يراني أبحث عن سلاح الجريمة
    Evet ama David Wallace'ın vardı benden açığa çıkan herhangi bir konu hakkında istediğimiz şeyi tartışabileceğimizi söylemişti. Open Subtitles نعم , لكن ديفيد ولاس يستطيع وهو طلب مني لجمع الجميع ليتحدث عن أمور سوف يكشفها
    Karşı bir tezim var ama David dinlemez. Open Subtitles و قمت بجدال متضاد على ذلك و لكن ديفيد لم يعد يسمع
    Ölüm sebebi de bu. ama David haklıymış. Open Subtitles هذا ما يخبر به سبب الوفاة و لكن ديفيد كان على حق
    - Hayır, ama David... - Bu bir rock videosu değil. Open Subtitles ـ لكن ديفيد ـ هذا ليس فيديو روك
    Ama, David, eğer bizim yolumuz buysa bence başka bir yol bulmalıyız. Open Subtitles لكن (ديفيد)، إن كانت هذه وسيلتنا، فأعتقد أنّه علينا البحث عن غيرها.
    Anlamanın çok zor olacağını biliyorum ama David ikimizi de kandırdı. Open Subtitles أعلم أنه يتعذّر عليك فهم هذا لكن (ديفيد) قد خدعنا كلينا.
    ama David üvey babasının öfkelendiğinde canavara döndüğünü söyledi. Open Subtitles لكن "ديفيد" قال بأنّ زوج أمه عندما يغضب، يتحول إلى وحش.
    ama David de öyle. David polise kendini korumak için yalan söyledi. Open Subtitles لكن (ديفيد) سيذهب للسجن أيضاً (ديفيد) كذب على الشرطة لينقذ نفسه
    Evet, ama David Spade iki mislini almış. Open Subtitles نعم لكن "ديفيد سبيد" حصل على الضعف
    Neler oluyor bilmiyorum Anna ama David bize zarar vermez. Open Subtitles لا أعرف ماذا يجري، لكن (ديفيد) لن يأذينا.
    ama David gitmedi. Open Subtitles و لكن ديفيد لم يذهب
    Evet, yaptırır, ama David Ridges öldü ve Henry'nin söylediğine göre, Malachi şehir dışındaymış, öyleyse... Open Subtitles نعم , لديه , لكن ديفيد ريدجز ميت و طبقاً لهنري (مالاكي) خارج البلدة
    Oraya bir ekip yollayabiliriz ama David'in Başkent'te kalması gerekiyor. Open Subtitles يجب أن نُرسل فريقاً لكن (ديفيد) يجب أن يذهب إلى العاصمة
    Ama, David genç, zeki ve doktora derecesi istiyor, bu sebeple yapmaya girişti. (Kahkaha) Bu kimyaya sahip olarak üretilen ilk sıvı metal bataryayı yapmaya başladı. TED لكن ديفيد شاب ذكي و يريد الحصول على درجة الدكتوراه، و شرع في إنشاء -- (ضحك) شرع في إنشاء أول بطارية معدن سائل من هذا النوع من الكيمياء.
    Çocuklar, çok üzgünüm ama David pek iyi hissetmediğini söylüyor. Open Subtitles يا رفاق ، آسفة جداً... لكن (ديفيد) يشعر بأنه ليس على ما يرام

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more