Buradaki hepiniz cinayet işlediniz... ama bu işinizi yürütebilmek içindi. | Open Subtitles | جميعُكُم هُنا. ارتكبتُم جرائِم قَتل لكن ذلكَ خِلالَ قيامِكُم بأعمالكُم |
Ben daima kafasını dik tutan, düz yürüyen bir adamım, ama bu daima bir hareketti, gösteriydi. | Open Subtitles | انظُر، لطالما كُنتُ الشخص الذي يمشي منتصبَ القامَة، مرفوعَ الرأس لكن ذلكَ دائماً ما كانَ مُجرَّد حركَة للاستعراض |
Tamam, ama bu senin matematik işin gibi değil. | Open Subtitles | حسنٌ , لكن ذلكَ ليس مثل أموركِ بالرياضيات. |
Biraz kambur durduğum için annem omurga eğriliğin var diyor ama bu çok farklı bir şey. | Open Subtitles | الآن , أمي معتادة أن تكلمني كأنّني لدي انحناء غير طبيعي بالعامود الفقري لأني , تعلم , سمينٌ قليلاً و لكن ذلكَ شيئٌ مختلف,. |
Paramı çaldı ve özgürlüğümü elimden aldı... ama bu, kalbime yaptıklarının yarısı kadar bile kötü değil. | Open Subtitles | ...سرقَ مالي وسلبَ حريتي لكن ذلكَ لم يكن بنصف سوء ما فعلهُ لقلبي |
ama bu sana bir şeyler talep etme hakkı vermiyor. | Open Subtitles | و لكن ذلكَ لا يخولكَ إصدار الأوامر |
ama bu hiç olmadı değil mi? | Open Subtitles | ...لكن ذلكَ لم يحدث ابداً ، اليسَ كذلك؟ |
ama bu sadece, Tanrı'nın lütfuydu. | Open Subtitles | و لكن ذلكَ كان بمشيئة الرب |
ama bu hiç de kolay olmayacak. | Open Subtitles | لكن, ذلكَ لن يكون سهلاً. |
- ama bu Longshadow ve George Hunter'ın yaptığı şeydi. | Open Subtitles | -و لكن ذلكَ ما فعلاهُ (لونغ شادو ) و (جورج هانتر) بالظبط. |
Billy hayal kırıklığına uğrayacak tabii ama bu o kadar da kötü bir şey değil. | Open Subtitles | (بيلي) سيُصابُ بخيبةِ أمل، لكن ذلكَ ليس امراً سيئاً |
- ama bu... | Open Subtitles | ...لكن ذلكَ |