"لك ليس" - Translation from Arabic to Turkish

    • Sana
        
    • olmadığını
        
    • değildi
        
    Adamım, eğer biri Sana sorarsa, benim ağabeyim değilsin tamam mı? Open Subtitles رجل، إذا كان أي شخص يطلب منك، لك ليس أخي، حسنا؟
    -Ama üzgünüz Sana para veremiyoruz, çünkü paramız yok. -Sorun değil. Open Subtitles و لكننا متأسفون لم نستطيع أن ندفع لك ليس لدينا نقود
    Hangi polis memuru benim Sana yaptığım gibi Sana bu şekilde gelir? Open Subtitles لهذا السبب ما أنا على وشك قوله لك ليس بصفتي ظابط شرطة
    Bak dostum Sana paranın yanımda olmadığını söyledim neden işi kolaylaştırıp kulübemden defolup gitmiyorsun? Open Subtitles الآن، اسمع يا رجل قلت لك ليس لدي ما تبحث عنه لذا لما لا تسهل الامر على نفسك
    Ona bir şeyler pişirmek, ya da onu banyo ettirmek ya da onu traş etmek zorunda olmadığını söylemiştim Sana. Hiçbir şey yapman gerekmiyor. Open Subtitles قلت لك ليس عليك أن تطبخي له أو تحمميه أو تحلقي له
    Şampanyanızı getiren adam otel garsonu değildi. Open Subtitles الرجل الذي جلب الشمبانيا لك ليس نادلاً في الفندق
    Sana bildiğim her şeyi söyleyemezdim. Yapamazdım. Daha da uzlaşmaz olurdu. Open Subtitles لقد قلت لك ليس كل شيئ أعرفه أنا لا أستطيع سيعرضني للخطر.
    Sana bir şey diyeyim mi? Fransız prezervatifleri için fazla büyük olan senin çükün değil. Open Subtitles ودعني أقول لك بعض الأخبار لك ليس قضيبك هو الكبير بالنسبة للواقي الفرنسي
    Sana tek yönlü bir yol olmadığını söylemiştim. Open Subtitles حول ما هو داخل قلبك قلت لك ليس هناك مايسمى بعلاقة من طرف واحد
    Biliyorum bir teşekkür yetmez, ama... Sana asla geri ödeyebileceğimi düşünmüyorum. Open Subtitles أعلم أن إبداء شكري لك ليس بما فيه الكفاية و لكن .. لا أعتقد أن بوسعي أعوض عن ذلك بأي وقت
    Sana söylüyorum, ne söylediğine dair hiçbir fikrim yok. Open Subtitles إنني أقول لك ليس لدي أدنى فكرة عما تتحدّثين
    Yani bana bu mucizevî dönüşümünün dışarıda duran kadının çok güzel olmasıyla bir ilgisi olmadığını mı söylüyorsun? Open Subtitles هل تعني بذلك أن التحول الإعجازي الذي حدث لك ليس له علاقة بالواقع وأن المرأة الواقفة هناك ليست ملفتة للإنتباه
    Ve senin için aynı riziko olmadığını bile bile arkadaşlarını tehlikeli işlere gönderirsin. Open Subtitles وترسل أصدقائك إلى الخطر ... وأنت تعلم ... أن الخطر بالنسبة لك ليس مثلهم
    Çok fazla zamanım olmadığını söylemeliyim. Open Subtitles يجب أن أقول لك ليس لدي الكثير من الوقت
    Daha önce hiç mükemmel sandığın kişinin aslında tam olarak mükemmel olmadığını düşündün mü? Open Subtitles هل فكرت يوما أن ذلك يمكن... الشخص الذي ظننته مثاليا لك ليس مثاليا لك, كالشخص المثالي لك ؟
    Tam olarak gittiğim yer değildi ama tabi ki. Open Subtitles في الحقيقة ، شكراً لك ليس تماماً ما كنت سأقول ، لكن اكيد
    Senin için çok önemliydi belki ama onun için değildi. Open Subtitles ربما الأمر مهمٌ بالنسبة لك ليس لها.
    Size olan şey doğru değildi. Open Subtitles ما قد حدث لك ليس صحيحاً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more