| Bunun sebebi, kendim gibi gözüken ve duyulan insanlarla ya konuşmuş olmam ya da bilirsiniz, en azından aynı şarkıları dinlemiş olmamdı. | TED | لأنني كنت أتحدث مع أُناس مثلي، أو على الأقل، أُناس كانوا يستمعون للأغاني نفسها. |
| Mecburen çünkü her Pazar kahvaltımı annemlerde ederim ve o bütün gün boyunca eski şarkıları dinler. | Open Subtitles | لأنه في كل يوم أحد أتناول الفطور في منزل أمي وتستمع للأغاني القديمة طوال النهار |
| Sahne arkasında oturup binlerce kez duyduğun şarkıları dinlemek zorunda kalsan sen de öyle hissederdin. | Open Subtitles | أنتِ تحسِ بنفس الشعور بطريقك للمسرح وتستمعي للأغاني ألف مرة |
| Ve seni eğitmeye devam ediyorum, şarkıları dinle. | Open Subtitles | وأنا أستمر في تعليمك استمعي للأغاني |
| Çünkü kayıt stüdyolarında yeni şarkıları söylerken.. | Open Subtitles | لأن تسجيل في الإستديو للأغاني الجديدة |
| Eski güzel şarkıları severim. | Open Subtitles | - (أحب أستمع للأغاني القديمة وأغاني (ألفيس بريسلي |