| Aslına bakarsanız, bu adamı yakalamak için hepinizi geliştirmem gerekecek. | Open Subtitles | في الحقيقه, اذا كنا سنذهب للأمساك بهذا الرجل علي تحديثك |
| Ben fabrikaya bir yem olarak gidiyorum. Bu, ikisini birden yakalamak için tek şansımız. | Open Subtitles | سأدخل المصنع كطعم لإنها فرصتنا الوحيدة للأمساك بكلاهما |
| Top yüksekten geliyor ve yakalamak için zıplamak zorunda kalıyorum. | Open Subtitles | و الكرة ترتفع و أنا عليّ القفز للأمساك بها، لكن... |
| Beale seni görürse teşkilatta ne kadar ajan varsa seni yakalaması için peşine takabilir. | Open Subtitles | ان رأك (بيل) يمكنه حشد جميع قوي الوكالة , للأمساك بك |
| Beale seni görürse teşkilatta ne kadar ajan varsa seni yakalaması için peşine takabilir. | Open Subtitles | ان رأك (بيل) يمكنه حشد جميع قوي الوكالة , للأمساك بك |
| Birisi söylemişti, soyulmak demek, hırsızı yakalamak ve gününü göstermek için, çalınanın iki katını harcamaya hazır olmak demektir. | Open Subtitles | أتعلم شخص قال لي في احدى المرات الشىء الذي على وشك ان يُسرق يجب ان تنفق ضعف المبلغ المسروق للأمساك بالسارق لكي يكون عبرة لغيرة من الأخرين |
| Walker'ı yakalamak için en iyi şansımız olan Büro'yu feda etmeye hazır mısın cidden? | Open Subtitles | هل أنتِ فعلا مستعدة للاستغناء عن هذه الوكالة و التى بكل قدراتها و عناصرها هى أفضل فرصة لنا للأمساك ب"واكر" ؟ |
| Küçük balığı yakalamak için neden balina kullanırsın ki? | Open Subtitles | لماذا تستخدم الحوت للأمساك بسمكة "السلور"؟ |
| Neden yayın balığı yakalamak için, balina kullanırsın? | Open Subtitles | لماذا تستخدم الحوت للأمساك بسمكة "السلور"؟ |
| Onu yakalamak ise başka bir olay. | Open Subtitles | إنه شيء آخر للأمساك بهِ. |