"للإثبات" - Translation from Arabic to Turkish

• kanıtlamak
• ispatlamak için
• ulak
• ispatlanabilir
• Kanıt
• kanıtlanamaz

Yani onun akrabası olduğumu, deneysel olarak kanıtlamak için hiçbir yol yok.
لذلك لا يوجد مجال للإثبات بطريقه عمليه إنى ذات صلة قرابه بها

Sonra, ilk çocuğumuzun hatayla olmadığını kanıtlamak için bir çocuk daha yaptık.
ثم كان علينا انجاب طفل اخر للإثبات ان الاولى كانت مجرد غلطة

Voliyi vuracağımız yatırım için teminatı olduğunu ispatlamak için.
للإثبات أنّ لديه ضمانات للإستثمار في صندوقي الإستثماري

- Bunu ispatlamak için fazlası gerek.
حسناً، نحتاج المزيد للإثبات ذلك.

Kanıt için Glamorgan'a bir ulak yollayın.
أخبر (غلامورغان) عن المرسول للإثبات

Ama bir olayın gerçek olmasıyla ispatlanabilir olması çok farklı şeylerdir.
هناك ثغرة هناك فجوة بين ما هو صحيح و ما هو قابل للإثبات

Bu tarihi geçmiş bir suçlama, kanıtlanamaz.
ومن هو المسؤول مؤرخة، غير قابلة للإثبات.

Belki de bize gerçeği söylediğini kanıtlamak için yazdı.
لربّما بيانه للإثبات بأنّه يخبر الحقيقة.

Tüm hayatın boyunca kendinle ilgilenebildiğini kanıtlamak zorunda kalırsın.
في حياتك بأكملها أنت مضطر للإثبات ذلك يعني بأنك قادر على الأعتناء بنفسك

Ortada belge olduğunda iftirayı kanıtlamak daha kolaydır.
لأن الادعاءات الباطلة أسهل للإثبات عندما يكون هنالك سجل

Onların yanıldığını her zaman kanıtlamak zorundayım. Ama Charlotte'ta bunu yapamam.
ودائماً سأضطر للإثبات لهم أنهم على خطأ و لا أستطيع

Bir defa kanıtlamak ve onları kibirli yapmak.
للإثبات مرّة وللأبد من منهما المتفوّق

Seni uzaydan gelen yaratıkların kaçırdığını ispatlamak için yalan makinesine girmek ister misin?
أنت راغب للأخذ a إختبار كشف كذب للإثبات... أنت إختطفت بالمخلوقات من الفضاء الخارجي؟

Bir olayın gerçek olması ile ispatlanabilir olması çok farklı şeylerdir.
هناك ثغرة هناك فجوة بين ما هو صحيح و ما هو قابل للإثبات

- Hiç kimse kanıtlanamaz olduklarını kanıtlayamadı.
لا أحد أثبت أنها "غير قابلة للإثبات" حسناً، هيّا!