| Sürekli meşgul bir adam duş almak için fazla zaman bulamaz. | Open Subtitles | حسنا، رجل كحالي كما ترين لا يملك الكثير من الوقت للإستحمام. |
| Bir duş alıp yol yorgunluğunu üstümden atacağım. | Open Subtitles | حسناً، سأذهب للإستحمام إذ أمضيت الكثير من الوقت في المطارات |
| duş almama izin verdiğiniz için çok teşekkürler. | Open Subtitles | هيه شكرا لسماحك لي إستخدام خلائكم للإستحمام |
| Benimle birlikte duşa alırdım ama her seferinde ayaklarıma işiyor. | Open Subtitles | لقد اخذته للإستحمام معي ، ولكنه دوماً يتبول علي قدمي |
| Önce duşa giriyoruz, sonra da bara içmeye gidiyoruz okullu. | Open Subtitles | سنذهب للإستحمام ، وبعدها سنتجه إلى الحانة .. أيّها الجامعيّ |
| Dediğim gibi, hemen yukarı banyo yapmaya çıktım. | Open Subtitles | ذهبت مباشرة الى الطابق العلوي .للإستحمام ،وعندما نزلتِ ماذا حدث؟ |
| Bana beş yaşındaymışım gibi davranıyorsun. banyoya falan ihtiyacım yoktu! | Open Subtitles | إنك تعاملني وكأن عمري 5 سنين، أنا لستُ بحاجة للإستحمام. |
| -Ben üst katta duş alıyordum. Tuhaf bir ses duydum. | Open Subtitles | كنت في الأعلى أذهب للإستحمام وسمعت صوتاً غريباً |
| Onlar hala pazardalar. Ben duş almaya geldim. | Open Subtitles | هم لايزالوا في السوق أما أنا عدت للإستحمام |
| Vücudumdaki saçlardan kurtulmak için duş almayı düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد أني ذاهب للإستحمام فقط لأزيل القليل من الشعر |
| Teşekkürler ama karım yemek yaptı zaten. Oraya gidip duş alacağım. | Open Subtitles | شكراً، لكن زوجتي طبخت العشاء كنت في طريقي للإستحمام |
| Bütün gün ayakta durdum, duş almalıyım. | Open Subtitles | لم أتوقف طوال النهار أنا بحاجة للإستحمام |
| Ev arkadaşı anlaşmamız gereğince duş almadan önce ayaklarımı yıkamak zorunda olduğumu biliyor musunuz? | Open Subtitles | هل تعلمين أنه في اتفاقية السكن عليّ أن أغسل قدماي قبل أن أدخل الحمّام للإستحمام ؟ |
| Kısa bir duş alıp hemen buradan ayrılmak için bir sebep daha. | Open Subtitles | أسباب أكثر للإستحمام بسرعة ومِن ثمّ الخروج من هنا. |
| Eğer biri beni duşa davet ederse, bir şansımız olabilir. | Open Subtitles | إذا حصلت على دعوة للإستحمام مع أي شخص سأرى ما يمكنني فعله |
| Eğer biri beni duşa davet ederse, bir şansımız olabilir. | Open Subtitles | إذا حصلت على دعوة للإستحمام مع أي شخص سأرى ما يمكنني فعله |
| Çoğu erkek saatini duşa girerken, yüzerken ya da... sevişirken çıkarır. | Open Subtitles | اغلب الناس يخلعون ساعتهم عند الذهاب للإستحمام, او عند السباحة او عند ممارسة الجنس |
| Şimdi banyo ve yemek saati. | Open Subtitles | علينا الذهاب للإستحمام وقد حان وقت العشاء |
| banyo yapmak, yemek pişirmek, temizlik yapmak için bir program hazırlamayı tavsiye ediyorum. | Open Subtitles | أرى أن نعد جدولاً للإستحمام والطبخ وللتنظيف |
| Sağol. Temizlenmek için banyo teknesini kullanıyorum. | Open Subtitles | أقدّر لك ذلك ، أنا أستعمل دلو الغسيل للإستحمام |
| Pekala kızlar, neden masayı temizleyip... banyoya çıkmıyorsunuz? | Open Subtitles | حسناً يا فتيات لماذا لا تنظفوا الطاولة وتستعدوا للإستحمام |
| Ruhani ayine katılmak istiyorsa şimdiye dek yıkanmaya gelmesi gerekiyordu. | Open Subtitles | يجب أن يأتي للإستحمام إذا كان سيذهب إلى الطقوس الروحية |
| Ne yani, gecenin bir yarısı yüzmeye gitti ve geri dönmedi mi? | Open Subtitles | هل ذهب للإستحمام أثناء الليل و لم يرجع ؟ ربما قُبض عليه |
| Sonrasında duşlara gittim ve yarı çıplak bir adamla karşılaştım. | Open Subtitles | إذن , ذهبت للإستحمام فصادفتٌ رَجٌلاً شبه عاري وكأني أحتاج أي تذكير |
| - Tuvalet, duşlar, küvetler. | Open Subtitles | -مراحيض ، أماكن للإستحمام ، أحواض للغسيل |