| Buraya sadece Chloe'nin sağlığını kontrol etmek için geldiğini sanmıyorum. | Open Subtitles | انا لا اصدق بأنك هنا فقط للإطمئنان على صحة كلوي |
| Oğlunuzu kontrol etmek için evinize bir polis yolladık. | Open Subtitles | نحن سَنُرسلُ شرطي إلى بيتِكَ للإطمئنان على إبنِكَ. |
| Yel değirmenini kontrole gittim birisi kopartmış. | Open Subtitles | ذهبتُ للإطمئنان على الطاحونة الهوائيّة، وقام شخص ما بتفكيكها. |
| Buraya tıbbi ekibini kontrol etmeye gelmedin. | Open Subtitles | لم تأتِ إلى هنا للإطمئنان على فريقك الطبي |
| Ben Ryan'ı kontrol edeceğim. | Open Subtitles | -سأذهب للإطمئنان على (ريان ) |
| Babana bakmaya gittim ve kapıyı çaldık ama açmadı. | Open Subtitles | لقد ذهبت للإطمئنان على والدكِ ولقد طرقت الباب ولم يجيب أحد. |
| Lafı açılmışken ben gidip bir bakayım. | Open Subtitles | بمناسبة الحديث عن ذلك، سأذهب للإطمئنان على ذلك. |
| Hadi bara gidelim. Ari'yi kontrol edip ne yapıyor bir bakayım. | Open Subtitles | فلنذهب للشرب ربما عليّ الذهاب للإطمئنان على (آري) |
| İzninizle, ben gidip Ashley'ye bakacağım. | Open Subtitles | اعذروني سأذهب للإطمئنان على اشلي |
| Hazineyi kontrol etmek için katil ortaya çıkacak. | Open Subtitles | سيكون القاتل مُضطراً للإطمئنان على الكنز. |
| Jack'i kontrol etmek için. | Open Subtitles | للإطمئنان على جاك |
| Jack'i kontrol etmek için. | Open Subtitles | للإطمئنان على جاك |
| Evet, bir hastanın durumunu kontrol etmek için arıyorum. | Open Subtitles | ... أجل ، اتصل للإطمئنان على حالة مريض |
| - Selam, Samaritan Hastanesi'nden geliyorum. - Bir hastayı kontrole geldim. | Open Subtitles | "نعم انا من مستشفى "سامارتين جئت للإطمئنان على مريض |
| - Selam, Samaritan Hastanesi'nden geliyorum. - Bir hastayı kontrole geldim. | Open Subtitles | "نعم انا من مستشفى "سامارتين جئت للإطمئنان على مريض |
| Patrice'in enfeksiyonunu kontrol etmeye geldim. | Open Subtitles | - لقد جئت للإطمئنان على حالة "باتريس" الصحية - أنه مستقر |
| -Senatörü kontrol etmeye geldim. | Open Subtitles | أتيت للإطمئنان على السناتور |
| Ben gidip Jacques'ı kontrol edeceğim. | Open Subtitles | سأذهب للإطمئنان على (جاك). |
| Gidip Coulson'ı kontrol edeceğim. | Open Subtitles | سأذهب للإطمئنان على (كولسون). |
| -Buraya Austin'e bakmaya mı geldin? | Open Subtitles | هل جئتِ إلى هنا للإطمئنان على (أوستن)؟ نعم. |
| Geçerken anneme de bakayım dedim ama daha iki kelime edemeden seni uyandırmayayım diye lafı ağzıma tıktı. | Open Subtitles | مررت للإطمئنان على أمي لكني نطقت بكلمتين فقط قبل ان تخبرني أن أُخفض صوتي المرتفع حتى لا أُوقِظكِ |
| Belki de Samantha ve Morte'yi kontrol etsek iyi olur. | Open Subtitles | ربما علينا الذهاب للإطمئنان على (سمانتا) و (مورتى) |
| Ben Johnny'ye bakacağım, sen gidip Dr. Cole'u bul. | Open Subtitles | (سأذهب للإطمئنان على (جـونـي (و أنتِ إذهبي للبحث عن د. |