| Sadece kitap için özür dilemek adına gelmedim. | Open Subtitles | جِئتُ للإعتِذار حول أكثر مِنْ فقط الكتاب. |
| Otel müdürü oda karışıklığından dolayı özür dilemek için bunları gönderdi. | Open Subtitles | لكن المديرَ أرادَ للإعتِذار للمزيجِ أعلى بالغرفةِ. |
| Aslında tatlım özür dilemeye zamanın olabildiğine şaşırdım. | Open Subtitles | هو كَانَ غير ملائمَ. أوه في الحقيقة عسل أَنا مُفاجئُ كَانَ عِنْدَكَ وقتُ حتى للإعتِذار. |
| Affedersiniz özür dilemeye geldim. | Open Subtitles | روز، يَستمعُ، أنا فقط جِئتُ للإعتِذار. |
| Özür dilenecek birşey yapmadığını sanıyor. | Open Subtitles | هو يَتصرّفُ مثل هو لَيْسَ لهُ شيء للإعتِذار عن. |
| Evet, Avrupa'dan özür dileyecek, çünkü bu veba salgını ve Dresden'daki halı bombardımanıyla eşdeğer seviyede. | Open Subtitles | نعم، هي ستَذْهبُ للإعتِذار لأوروبا لأن الأمور هناك سيئة جدا وبخاصة القصف الشامل في دريزدين. |
| Sonra da özür dilediğim için özür diliyorum. | Open Subtitles | ثمّ إعتِذار للإعتِذار. |
| -Evet, ama özür dilemek istiyor. | Open Subtitles | نعم، حَسناً، يُريدُ للإعتِذار. |
| özür dilemek için gelmiştim. | Open Subtitles | جِئتُ للإعتِذار. |
| İngiltere gibi beş para etmez bir ülke adına özür dilemek için sana para verdiler ve o bize neden diplomatik sicilimizi yaktığımızı açıklayabilir ve neden binlerce masum insanı öldürdüğümüzü sadece... sadece birkaç fıçı petrol için ve Beyaz Saray önünde bir resim fırsatı için. | Open Subtitles | أنت تُدْفَعُ للإعتِذار لهذه البلادِ المثيرة للشفقةِ لبريطانيا، وهو يُمْكِنُ أَنْ يُوضّحَ إلينا الذي إحترقنَا أوراق إعتمادنا الدبلوماسية... ولِماذا نحن نَقْتلُ، تَعْرفُ، آلاف الناسِ الأبرياءِ... |
| Aslında ben özür dilemek için gelmiştim. | Open Subtitles | أنا , في الواقع جئت للإعتِذار |
| Biliyorsun özür dilemek için. | Open Subtitles | تَعْرفُ... للإعتِذار. |
| - Aslında efendim, özür dilemek için geldim. | Open Subtitles | -في الحقيقة جئتُ للإعتِذار |
| Buraya srf özür dilemeye gelmediniz. | Open Subtitles | - أنت لَمْ تاتْ هنا فقط للإعتِذار. |
| özür dilemeye geldim. | Open Subtitles | أنا فقط جِئتُ للإعتِذار. |
| Dinle. Senden özür dilemeye geldim. | Open Subtitles | إستمعْ، نَزلتُ للإعتِذار. |
| Özür dilenecek bir şey yok. | Open Subtitles | ليس هناك حاجة للإعتِذار. |
| Buraya... sizden özur dilemek için geldim. | Open Subtitles | انا هنا لكى... جِئتُ للإعتِذار. |
| Sadece ilk kez özür dileyecek kadar bana saygı duyduğunu düşündüm de. | Open Subtitles | أنا فقط إعتقدتُ ذلك، تَعْرفُ... لمرة واحدة، إحترمتْ ني بما فيه الكفاية... للإعتِذار. |