| Güven bana, ben bu cinsel taciz olaylarının ehli oldum iyice. | Open Subtitles | ثق بي، أنا على دراية جداً مع المبادئ التوجيهية للتحرش الجنسي |
| Birçoğumuz hayatımızın bir noktasında iş yerinde taciz ve ayrımcılığa maruz kalıyoruz. | TED | كما ترون، تقريباً كلنا، في مرحلة ما من حياتنا، تعرضنا للتحرش أو التمييز في بيئة عملنا. |
| Bunu iki işte çalışan, eşi olmayan, ayın sonunu getirmeye çabalayan, aynı zamanda taciz edilen anneye söyleyin. | TED | قل هذا للأم العزباء التي تعمل في وظيفتين، وتعمل جاهدة لسداد ديونها، وتتعرض أيضا للتحرش الجنسي. |
| Eğer herhangi bir çocuk tacize uğrarsa, onun izini konsoldan sürebilirler. | Open Subtitles | أي طفل يتعرض للتحرش يتم تعقب مرتكب الجرم عبر جهاز لعبته |
| Bundan kısa bir süre sonra ben de işyerinde cinsel tacize uğradım. | TED | وبعد ذلك بوقت قليل، تعرضت أنا أيضاً للتحرش الجنسي في العمل. |
| Evet, tacize uğramış kızlar bunu birilerine anlatma ihtiyacı duyar. | Open Subtitles | نعم، كل من تتعرض للتحرش تحب أن تتحدث بالأمر |
| Bu yüzden üst yönetim, benden beş dakikalığına... şirketin cinsel taciz hakkındaki politasını incelememi istedi. | Open Subtitles | لذا طلبت مني الشركة أن أقوم بعرض سريع لسياسة الشركة للتحرش الجنسي |
| Şunu bir düşünün: bir ay kadar önce... kimse o siteye giremiyordu çünkü taciz edilmekten... kimliğimizi kaybetmekten veya çaldırmaktan korkuyorduk. | Open Subtitles | فكروا بالأمر , فمنذ شهر لا أحد سيدخل لموقعنا لأننا كنا قلقين أن نتعرض للتحرش أو نخسر هويتنا أو نُسرق |
| Bu sefer umumî bir tuvalette cinsel taciz yaptığı için. | Open Subtitles | هذه المرة للتحرش الجنسي في حمام الرجال العمومي |
| Cinsel taciz suçlamasıyla tutuklandım ama ben en azından taciz etmekle suçlandığım kişinin kızım olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | لقد قبض علي كـ متحرشٌ جنسي .. لكنني على الأقل أعرف أنها أبنتي .. التي قبض علي للتحرش فيها |
| taciz edildiğim ve bunu da açık bir şekilde belirttiğim için. | Open Subtitles | لأنه كنت أتعرض للتحرش الجنسي وقد وضحت السبب بأني لا أريد هذه العلاقة تحرش ؟ |
| Beni tanıyan insanlar, gayet taciz edilebilir bulur beni. | Open Subtitles | مهلاً ، الناس الذي يعرفونّي يجدوني قابلة للتحرش. |
| Adam tarafından taciz, istismar ve tehdit edilmiş. | Open Subtitles | تعرضت للتحرش والإعتداء والتهديد من قبل هذا الرجل |
| Çok uzun zaman geçti ama daha büyük bir çocuk tarafından arabada taciz edilirken bulunmuştu. | Open Subtitles | حصل هذا منذو زمن طويل لكنهم وجودوه يتعرض للتحرش في سيارة من قبل شاب أكبر سناً منه |
| Bir avukata gittiğini seni tehdit ettiği bir cinsel taciz davası açmaya hazırlandığını doğrulayacaklar, bu yüzden sen de kendini korumak için aldığı silahla onu vurdun silahı kendine doğrultmadan önce. | Open Subtitles | سيتأكدون من أنها ذهبت لمحامي وأعدت دعوى قضائية للتحرش الجنسي والتي هددتك بها فأطلقت النار عليها |
| En başta söylemem gerekenler, hiçbir akrabam tarafından tacize uğramadım bakmam gereken çocuklarım yok ve asla bir bağımlı olmadım. | Open Subtitles | ما يمكنني إخباركم به عني من الآن لَم أتعرض للتحرش من قبل أحد أقاربي ليس لديّ أولاد لإعالتهم ولم أدمن شيئاً في حياتي |
| Cinsel tacize uğrayan tek kişi benim. | Open Subtitles | الشخص الوحيد اللذي تعرض للتحرش الجنسي هو أنا |
| Eğer bu hayvanı iş yerinde tacize uğradığın gerekçesiyle dava etmek istersen bana çağrı at. | Open Subtitles | لو أردت مقاضاته للتحرش الجنسي أثناء العمل أو حيازة المخدرات هاتفيني |
| Burada olma nedenim, gülümsemek ergen oğlanlara 31 çekip attıracakları bir şey ve yönetmen tarafından cinsel tacize uğramak. | Open Subtitles | أنا هنا لأبتسم وأعطي المراهقين شيئاً ليستمنوا عليه و لكي اتعرض للتحرش من المخرج |
| 11 yaşındayken bakıcım tarafından tacize uğradım. | Open Subtitles | عندما كان عمري 11 سنة، تعرضت للتحرش من قبل مربيتي. |
| Buna cevap vermek zorunda değilsin ama küçükken cinsel tacize uğradın mı? | Open Subtitles | ليس عليكِ الإجابة هل تعرضت للتحرش في صغرك؟ |