| Pekala, haftasonumuzun resmi. Artık asla, kampa gitmek zorunda olmayacağız. | Open Subtitles | حسناً ، نهاية عطلتنا تالفة ، لن نذهب للتخيم الآن أبداً |
| Baba-oğul bağını kuvvetlendirmek için kampa gittiler. | Open Subtitles | ذهبوا للتخيم للقيام بتوطيد علاقة الأب وابنه |
| Dün gece kampa gittik. Şaka yapıyor. | Open Subtitles | لقد ذهبنا للتخيم الليله الماضيه لقد كانت تمزح |
| Bu akşam kamp yapacağız, sabah olunca da aileni kontrol edeceğiz. | Open Subtitles | أذن سوف نذهب للتخيم الليلة و نطمأن على والديك في الصباح |
| Onları Kaliforniya'daki kelp yosunları ormanına kamp yapmaya götürdüm. | TED | وأخذتهم مرة للتخيم في غابات كيلب في كاليفورنيا |
| Mesela bir seferinde kampa gitmiştik ve sabaha kadar birbirimize tüm sırlarımızı anlatmıştık. | Open Subtitles | حين ذهبنا للتخيم وأمضينا هذه الليلة نخبر بعضنا البعض أسرارنا |
| İzciler bu hafta kampa gidiyor. | Open Subtitles | فرقتي للكشافة ستذهب للتخيم العطلة القادمة |
| Sizinle kampa gelme şansım var mı hala? | Open Subtitles | هل لا يزال يمكنني الذهاب للتخيم مع الآخرين ؟ |
| Babam uyandığında beni çıkarken gördüğünü ve sana arkadaşlarımla kampa gittiğimi ve yarın ararım dediğimi söyleyeceksin. | Open Subtitles | وأنا أخبرتكِ بأني ذاهبة للتخيم مع رفاقي وسأتصل غداً. |
| Ertesi gün onu kampa götürecektim. | Open Subtitles | كنت أنوي أخذه للتخيم في اليوم التالي |
| Ama kampa gidebileceğimiz o kadar vakit varken bu hafta sonuna denk geldiğini düşünmeden edemiyorum, bu hafta sonunu biz seçtik. | Open Subtitles | لكن لا استطيع ان اوقف التفكير عن عواقب ذلك... من العديد من عطلات الاسبوع التي كنا نستطيع اختيارها للتخيم |
| Evet, karısı kampa gittikleri söyledi. | Open Subtitles | الزوجة قالت انهم ذهبوا للتخيم. |
| Ben ve adamım kampa gidiyoruz. | Open Subtitles | ياللمتعة اما نحن ، الرجلان سنذهب للتخيم |
| Anne, Chase'le bu gece kampa gidebilir miyiz? | Open Subtitles | امي ، هل استطيع الذهاب للتخيم مع "تشايس" الليلة؟ |
| Bazı arkadaşlarıyla kampa gitti. | Open Subtitles | إنها ذهبت للتخيم مع بعض الأصدقاء. |
| Hey, Nelson, Moe'ya merhaba de. Seni arasıra kampa götürebileceğini söylüyor. | Open Subtitles | (نيلسون) ، ألق التحية على (مو) قال إنه سيصطحبك للتخيم في وقت ما |
| Birkaç arkadaşla önden sıra kapmak için kamp yapacağız. | Open Subtitles | و مجموعة مننا سيذهبون للتخيم خارج الحدود. |
| Ama gerçekte, Quinn ile beraber, o doğurana kadar Dr. Woo'nun ofisinde kamp kuracağız. | Open Subtitles | لكن بالحقيقه سنذهب للتخيم في مكتب د.وو مع كوين حتى تسقطه فتاه الثانوية الوقحه |
| Sıkça gittiği bir kamp yeri var ama bir kurdu ormanda takip etmek ona bir nevi saha avantajı sağlamak olur. | Open Subtitles | هناك موقع للتخيم يستعمله كثيراً لكن ملاحقه ذئب في الغابه تمنحه ميزة الأرض نوعاً ما |
| Annemle babam çok fena boşanmıştı ve beni hiç kamp yapmaya götürmediler. | Open Subtitles | والديّ مطلقان للغاية و لم يأخذاني للتخيم أبدا |
| Ben de arabaya atlayıp kamp yaparız diye düşündüm. | Open Subtitles | لذا فكرت علينا التجول على الساحل والذهاب للتخيم. |