| yüksek eğitim için nitelikli öğrenciler, parası yetenler, okumak isteyenler, gidemiyor çünkü edepli değil, bir kadın için uygun yer değil. | TED | الطلاب المؤهلين للتعليم العالي بمقدورهم الدفع و يريدون التعلم و لا يستطيعون ذلك لأنه ليس لائقاً ليس مكاناً للمرأة. |
| Gelecek için ümit vadeden ama yüksek eğitim için yeterli parası, yeterli imkânı olmayan çocuklar. | Open Subtitles | أولاد واعدون من داخل المدينة ولكن بدون الوسائل الأساسيّة للـ.. الوسائل الأساسيّة للتعليم العالي |
| yüksek eğitim sistemi Patrick, Debbie ve Wael'i yüz üstü bıraktı. Aynı şekilde milyonlarca olası öğrenciyi, milyonlarca lise mezununu, milyonlarca yüksek eğitim için nitelikliyi, milyonlarca ders çalışmak isteyeni ama değişik nedenlerle erişemeyenleri bıraktığı gibi. | TED | نظام التعليم العالي خذل باتريك و ديبي و وائل، كما يخذل الملايين من الطلاب المحتملين و الملايين من خريجي الثانوية والملايين من المؤهلين للتعليم العالي و الملايين الذين يودون التعلم و لكن لا تسمح لهم الظروف والأسباب المتعددة. |
| Bir zamanlar burası saygıdeğer bir yüksek öğrenim kurumuydu. | Open Subtitles | من قبل, كانت الجامعة مكانا موقرا للتعليم العالي |
| Başka bir yüksek öğrenim tapınağı daha. | Open Subtitles | -معبد آخر للتعليم العالي . |