"للتفاؤل" - Translation from Arabic to Turkish

    • İyimser
        
    • İyimserlik
        
    İyimser olmak için bundan başka nedenleriniz de var. Ben 60’lı yılların bir ürünüyüm ve 60’lı yıllarda gerçekleşen önemli bir hareket vardı. TED مزيد من أسباب للتفاؤل. في الستينات، وأنا مخلوق من الستينات، وكانت هناك حركة.
    ..kulağa tuhaf geldiğini biliyorum ama iyimser olacak şeyler var. Open Subtitles أعرف أن ما أقوله غريب لكن هناك أشياء كثيرة تدعو للتفاؤل
    Bu iş genellikle iyimser olmana izin vermez, anlıyor musun? Open Subtitles هذه المهنة ليست مدعاة للتفاؤل بطبيعة الحال،
    İyimserlik adına nadir yaşanan anlardan biri bu çünkü cevap büyük harflerle, evet. Open Subtitles حسنا، هذا هو لحظة نادرة للتفاؤل لأن الجواب على ذلك هو نعم مدوية.
    İnsanların bu bölgelerdeki beyin aktivitelerine karışarak iyimserlik eğilimlerini etkileyebilir miyiz? TED هل يمكننا أن نحوّرميل الناس للتفاؤل بالتدخل في النشاط الدماغي في هذه المناطق؟
    Şimdi bu çalışmadaki kötü haberlere tepki veren bölgeyi etkiliyoruz ve iyimserlik eğilimi daha da arttı. TED و الآن نتدّخل في المنطقة التي وجدنا بأنها تلتقط الأخبار السيئة في هذه المَهمة، فارتفع مقدار الميل للتفاؤل أكثر.
    İyimser gözükmekten nefret ederim ama bana oldukça samimi gibi geldi. Open Subtitles أكره أنْ أكون مَنْ يشير للتفاؤل لكنّها بدَتْ صادقة
    Bu şef bizim iyimserlik eğilimi ile ilgili bulgularımızı itfaiyecilere neden öyle düşündüklerini açıklamak için ve insanlardaki bu oldukça iyimser eğilimin farkında olmaları gerektiğini açıklamak için kullanacak. TED سيستعمل هذا الكابتن اكتشافنا حول الميل للتفاؤل ليحاول أن يشرح لرجال الإطفاء لماذا يفكّرون بالطريقة التي يفكّرون بها، لتوعيتهم من غير لبسٍ بهذا الميل للتفاؤل الشديد في الإنسان.
    Üç yıl önce, "Mekanizma henüz çalışmıyor ama iyimser olunmalı." Open Subtitles "الآلات لا تعمل بعد لكن هناك داعي للتفاؤل"
    Üç yıl önce, "Mekanizma henüz çalışmıyor ama iyimser olunmalı." Open Subtitles "الآلات لا تعمل بعد لكن هناك داعي للتفاؤل"
    Tümörü çok daha ciddi bir hâl aldı ve yapılan tahminler iyimser yönde değil. Open Subtitles "لقد أصبح مرضه خطراً للغاية" "والتوقعات لا تدعو للتفاؤل"
    Bayan Figgus. İyimser olma riskinizi göz önüne alırsak, mola talep edecek misiniz? Open Subtitles -آنسه "فيجوس" ,فى خطر التعرض للتفاؤل , هل ستترك الدولة القضية؟
    İyimser olmamız için sebeplerimiz var. TED هناكَ أسبابٌ تدفعني للتفاؤل
    Çünkü, iyimser olmamız için geniş bir zemin var. Open Subtitles ..لذلك هناك مجال واسع للتفاؤل
    Her zaman iyimser olmanın faydası vardır. Open Subtitles من الجيد دائماً الميل للتفاؤل
    Daha sonra, bu çalışmadaki iyi haberleri değerlendiren bölgeyi etkiledik ve iyimserlik eğilimi yok oldu. TED ثمّ تدخلنا في المنطقة التي وجدنا بأنها تلتقط الأخبار الجيدة في هذه المَهمة، فاختفى الميل للتفاؤل.
    Bu nedenle 2012 Olimpiyat bütçesini iyimserlik eğilimini göz önünde bulunduracak şekilde ayarladı. TED فقد قاموا بتعديل ميزانية الألعاب الأولمبية 2012 باعتبار الميل للتفاؤل.
    Ama iyimserlik eğiliminin farkına varmak yanılsamayı ortadan kaldırmıyor. TED لكن البشرى هي أن اكتساب الوعي بالميل للتفاؤل لا يحطّم الوهم.
    Dipteki milyar konusunda iyimserlik de sağlayacak çok temel bir konu: Emtiya ihtiyacının artması. TED الفرصة التي سننظر إليها هي أساس أصيل للتفاؤل بشأن المليار شخص السفلى، وذلك هو إزدهار السلع الأساسية.
    İnsan beynindeki iyimserlik ve umut duygularını barındıran bölümler. Open Subtitles أجزاء العقل البشري المثيرة للتفاؤل والأمل

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more