| Hemen bu hücre bloğunun yöneticisiyle konuşmam lazım. | Open Subtitles | أحتاج للتكلم مع مدير هذا القطاع من السجن فوراً |
| Ameliyata girmeden önce Tony ile konuşmam gerekiyor. | Open Subtitles | أحتاج للتكلم مع طوني قبل خضوعه للجراحة |
| Bence bir hanımefendiyle konuşmak için hiç kibar bir taabir değil. | Open Subtitles | لا أعتقد بأنها طريقة مناسبة للتكلم مع سيدة |
| Ama yine de bir sörf kulübünün başkanıyla konuşmak için Hilton Hawaiian Vilage'daki Tropics Bar'a gidiyoruz. | Open Subtitles | نحن ذاهبون الى حانة المدارية فى قرية هيلتون هاواى للتكلم مع رئيس نادى ركوب الامواج. |
| Onu çiftliğe götürür müsün? Ben Lex'le konuşacağım. | Open Subtitles | هل تأخذينه إلى المزرعة سأذهب للتكلم مع ليكس |
| Tanıklarla konuşabilme fırsatın oldu mu? | Open Subtitles | هل حضيت بفرصه للتكلم مع الشهود حتى الآن ؟ |
| Gidip şu insanlarla konuşmalıyım. Okula gecikeceğiz. | Open Subtitles | علي الذهاب للتكلم مع أولئك الناس، سنتأخر عن المدرسة |
| Bir çocukla ya da genç bir kadınla konuşmaya çalışan herkesi sıkıştırmanızı istiyoruz. | Open Subtitles | نريدكم أن تستجوبوا كل شخص يقوم بالتوقف للتكلم مع طفل أو فتاة صغيرة |
| Birisiyle konuşmamız lazım. Traive! | Open Subtitles | نحن بحاجة للتكلم مع شخص ما ترااايف |
| Wes Baxter'la görüşmemiz gerek. | Open Subtitles | نحتاج للتكلم مع (ويز باكستر) |
| Ameliyata girmeden önce Tony ile konuşmam gerekiyor. | Open Subtitles | أحتاج للتكلم مع طوني قبل خضوعه للجراحة |
| Dinle, Will'le konuşmam gerek. | Open Subtitles | أستمع . نعم أنا بحاجة للتكلم مع ويل |
| Dün gece beni koruduğunuz için müteşekkirim fakat Colin'le konuşmam gerekiyor. | Open Subtitles | أشكرك على حمايتك لي الليلة الماضية (ولكنني أحتاج للتكلم مع (كولين |
| Yani kardeşime benim hakkımda konuşmak için gittin ve onunla yattın. | Open Subtitles | أذاً ، ذهبت للتكلم مع شقيقتى عني... ..... و نمت معها. |
| Bay Macmaster gençlik yıllarından tanıdığı şairler hakkında konuşmak için hafta sonları buraya geliyor. | Open Subtitles | السيد ماكماستر قد أتخذ للقدوم في عطلات نهاية الأسبوع للتكلم مع زوجي حول شعراء عرفهم أيام شبابه |
| Çünkü genellikle Maxine ile konuşmak için odayı arşınlarlar. | Open Subtitles | لأن جميع الفتيان كانوا يأتون للتكلم مع (ماكسين) |
| Emin değilim. Aslında, bu konuyu konuşacağım yapımcıyla görüşmeye gitmek üzereydim. | Open Subtitles | لا اعلم لقد كنت ذاهب للتكلم مع المنتج |
| Ben gidip birileriyle konuşacağım. | Open Subtitles | اريد ان اذهب للتكلم مع بعض الاشخاص |
| Sana annenle konuşabilme şansını sunsam bile mi? | Open Subtitles | ختى لو عرضت عليك فرصة للتكلم مع والدتك؟ |
| Hemen John ile konuşmalıyım. Burada olanlara inanamazsın. | Open Subtitles | أحتاج للتكلم مع (جون) لن تصدق مايحدث هنا |
| Bir uzmanla konuşmalıyım. | Open Subtitles | أحتاج للتكلم مع خبير |
| Priox'u test eden laboratuarlarla konuşmaya yolladım. | Open Subtitles | أرسلتها للتكلم مع المخابر التي أجرت التحاليل على العقار؟ |
| Kızınızla konuşmamız lazım. | Open Subtitles | سنضطر للتكلم مع ابنتك |
| Wes Baxter'la görüşmemiz gerek. | Open Subtitles | نحتاج للتكلم مع (ويز باكستر) |