| Şimdi sizi ikna etmek istediğim nokta şu: Beyin bu gürültü ve çeşitliliğin olumsuz sonuçlarını azaltmak için çok fazla çaba sarfetmektedir. | TED | الآن ما أريد أن أقنعكم به هو أنّ الدماغ يقدّم الكثير من الجهد للحد من الآثار السلبية لهذا النوع من التشويش والتقلب. |
| Burada Kaliforniya'da salınımı azaltmak için çok iddialı bir hedef var. | TED | هنا في ولاية كاليفورنيا، هناك هدف طموح جدًا للحد من الانبعاثات. |
| Son örneğim ise genetik mühendisliğinin kötü beslenmeyi azaltmak için kullanılabildiğini gösteren bir örnek. | TED | المثال الأخير الذي سوف أقدمه سيكون حول استخدام الهندسة الوراثية للحد من سوء التغذية |
| Karışıklıkları en aza indirmek için üstünüze düşeni yapacağınızı bilmeliyim. | Open Subtitles | وأريد أن أعلم أنكن ستبذلوا جهدكم لتقليل الإضطرابات للحد الأدنى |
| Cevapları elde edersin, hasarı en aza indirmenin yolunu bulursun. | Open Subtitles | تقيمين الوضع بسرعة، وتجدين الإجابات تعرفين السُبل للحد من الأضرار |
| Diğer ortaklarımla bu konuyu görüştüm ve zararı minimuma düşürmek için en iyisinin yolları ayırmak olduğu kararını aldık. | Open Subtitles | وناقشت الأمر مع شركاء آخرين وقرّرنا أن أفضل طريقة للحد من الأضرار هي أن يذهب كلّ في طريقه |
| Riski azaltmak için neler olduğunu biraz daha öğrenelim. | Open Subtitles | حتى نفهمه أكثر للحد من المخاطر الممكنة. لا يمكنك. |
| Niye daha fazlasına ihtiyacım olacağını gerçekten anlayamıyorum. Amaç, çevreye olan etkimizi azaltmak değil mi? | Open Subtitles | في الحقيقة ، لا أرى لمَ نحن بحاجة إلى المزيد أليست هي الهدف للحد من تأثيرنا على البيئة؟ |
| Tüm tedavilerin esas amacı savaş alanındaki karmaşayı azaltmak. | Open Subtitles | ،بيت القصيد من كل هذه المعالجات هو للحد من الصراع على الجبهة الداخلية |
| Ama üreyen laktik asidi azaltmak için hareket etmelisin. | Open Subtitles | لكن عليك التحرك للحد من تراكم حامض اللبنيك. |
| Parayı önemsemediğini biliyorum. Ama farz edelim ki bunu bir borç olarak almışım ve senin riskini mümkün olduğunca azaltmak istiyorum. | Open Subtitles | لا اهتم بالمال ولكن يمكنني الحصول على قرض يقلل خسائرك للحد الأدنى |
| Hayır, biz skandalı azaltmak için çalışmalıyız. | Open Subtitles | والآن، علينا أن نعمل بما لدينا للحد من الفضيحة |
| Bize verdikleri hasarı azaltmak için halkla ilişkiler bölümüne fazla mesai yaptıracağız. | Open Subtitles | سنتابع العمل ساعات إضافية للحد من الضرر الذي أوقعوه بنا. |
| Tom, South Park alışveriş merkezi bu yılki ölümleri azaltmak için güvenliği arttırdıklarını açıkladılar. | Open Subtitles | توم ، مركز ساوث بارك يقول انهم عززو الامن في محاولة للحد من عدد الوفيات هذا العام. |
| Metan problemini engellemenin tek yolu CO2 salınımını azaltmak çünkü Kuzey Kutbu'nu ısıtan ve metan sızmasına neden olan bu. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة لمعالجة مشكلة غاز الميثان، هو للحد من انبعاثات CO2، لأن هذا هو ما ارتفاع درجة حرارة القطب الشمالي |
| Bu sürecin ayrılmaz parçası da ön yargılarımızı en aza indirgemek. | TED | وانغماسنا في هذه العملية هو طريقة للحد من تحيزنا. |
| ...evliliğiniz hakkındaki tartışmayı en aza indirin. | Open Subtitles | .. اجعل كلامك عن علاقتك الزوجية .. للحد الأدنى |
| Onunla ilişkimi en aza indirmek için her şeyi yapıyorum bebeğim. | Open Subtitles | انا افعل كل ما بوسعي للحد من الاتصال، عزيزي |
| Ama cezayı düşürmek için elimizden gelenin en iyisini yaptık. | Open Subtitles | نحن أيضا سنبذل جهدنا للحد من التكاليف |
| Hesaplar devlet tarafından yönetilecek, enflasyon maliyetini düşürmek için yıllık %2 garantili bir faiz oranında büyüyecek ve çocuk, borçlanmadan üniversite eğitimini karşılamak, ev satın almak için peşinat ödemek ya da bir iş kurmak için gereken miktarı karşılamak gibi kişinin büyümesini sağlayan faaliyetler için yetişkinliğe ulaştığında kullanacaktır. | TED | الحسابات سيتم تسييرها حكوميا، وستنمو وفق معدل سنوي مضمون بنسبة اثنين بالمئة سنويا للحد من تكلفة التضخم، وتستعمل عندما يصبح الطفل بالغا لبعض أنشطة تعزيز المدخرات، مثل تمويل تعليم جامعي بدون ديون، دفعة أولى لشراء منزل، أو بذور أساسية لبداية مشروع. |
| Sizi küçük düşürmek için yapıyorlar. | Open Subtitles | انها خطة للحد من قدرك |