| 200 Hukuk fakültesi mezunu tam zamanlı çalışarak beni delirtiyor. | Open Subtitles | مائتى خريج للحقوق يعملون بدوام كامل ، هذا يكاد يجننى |
| Sonra 98'de Stanford Hukuk mezun oldu. | Open Subtitles | ثم تخرجت من جامعة ستانفورد للحقوق في سنة 98 |
| Maryland Üniversitesinde Hukuk okudum, orada hala bağlantılarım var. | Open Subtitles | أنا خريجة كلّية للحقوق لذلك مازال لدي إتصالات هناك أيضا |
| Online kadın düşmanlığı küresel bir cinsiyet hakları trajedisi, ve mutlaka sona ermeli. | TED | كراهية النساء على الانترنت هي مأساة عالمية للحقوق الجنسانية، ومن الضروري أن تنتهي. |
| Ve ayrıca onlar, siyasi hakları ekonomik haklardan daha öncelikli tutmaya karar verdiler. | TED | و ايضا قررو وضع الاولية للحقوق الاقتصادية على الحقوق السياسة |
| İnsan haklarını ihlal ettiği gerekçesiyle endişelenip yapmama izin vermedikleri belli şeyler var. | Open Subtitles | هناك أشياء معينة ليس مسموح لي أن أقوم بها لأنها تعتبر خرقاً للحقوق الإنسانية |
| Sahip olduğumuz hakların ciddi derecede... ...eksik olduğunun farkına varmalıyız. | TED | يجب أن نميز كم هو جدي موضوع الإساءة للحقوق |
| Amerikan Sivil Özgürlükler Birliğine başvuracağım. Şarkısını bitirmesini bekliyorum. | Open Subtitles | سأسأل رئيس الإتحاد الأمريكي للحقوق المدنية بمجرد أن تنتهي الأغنية |
| Hukuk, tıp falan değil ama, oyunculuk okuyabilirsin. | Open Subtitles | ليس للحقوق , كنت افكر انك تستيعين الذهاب لدراسة الدراما |
| Fordham Hukuk Fakültesi'ndekiler acayip ot içiyor Allahtan. | Open Subtitles | الحمد لله أن طلاب كلية فوردام للحقوق يدخنون الكثير من الحشيش |
| Avukatlığa kabulde en zor kısım mülakat ayarlayabilmek ki Hukuk bile okumamış. | Open Subtitles | و أصعب شيء في قبوله في النقابة هو الحصول على جلسة استماع له بينما لم ينتسب حتى إلى كلية للحقوق. |
| Onun yerine, USC Gould Hukuk Fakültesi'nde Hukuk, Psikoloji ve Psikiyatri profesörü oldum. Pek çok yakın arkadaşım ve bugün burada bizimle olan sevgili kocam var. | TED | بدلا من ذلك، تقلدت منصب استاذ للحقوق وعلم نفس والطب النفسي في كلية غولد للقانون في جامعة جنوب كالفورنيا لدي العديد من الأصدقاء المقربين و معنا هنا اليوم زوجي الحبيب، اسمه ويل |
| Ve ben de Harward Hukuk'a kabul edildim,tatlım | Open Subtitles | وانا قبلت في كلية هارفارد للحقوق |
| Yale Hukuk Fakültesine erken kabul edildim. Nereye? | Open Subtitles | لقد تم قبولي مبكراً في جامعة " يايل " للحقوق |
| Ve bu insanların her biri yaz stajınız Hukuk okulu ya da yargıç yazmanlığı için bir potansiyel. | Open Subtitles | و كل واحد من هؤلاء الأشخاص هو شخص محتمل لامكانية التدرب عنده أثناء الصيف أو ربما صاحب تزكية في جامعة للحقوق أو ربما كاتب للعدل عند قاضي |
| Bu genç adam bir politikacı değildi, bir iş adamı değildi, bir insan hakları savunucusu veya dini bir lider değildi. | TED | لم يكن هذا الشاب سياسيًا لم يكن رجل أعمال أو ناشطًا للحقوق المدنية أو قائد لمعتقد ديني. |
| Bir sene önce, yorulmak bilmeyen ve gözüpek bir insan hakları savunucusu, Bryan Stevenson ile ilgili bir yazı okumuştum. | TED | فمنذ سنة، قرأت مقالة عن زعيم شجاع للحقوق المدنية لا يكل ولا يمل اسمه برايان ستيفينسون |
| Siyah, Harvard'lı, vatandaşlık hakları avukatı. | Open Subtitles | زنجي خريج هارفارد كان محامياً للحقوق المدنية |
| Anlaşılan insan hakları derneğinde çalışıyor. | Open Subtitles | هى بالأتحاد الأمريكى للحقوق المدنية كما يحدث. |
| Özgürlük hakları Bürosunda dostlarım var. | Open Subtitles | عندي الأصدقاء في إتحاد أمريكي للحقوق المدنية. |
| Oradayken, tanıkmış gibi davran, ve her şey bittiğinde o heriflerden, sivil haklarını ihlâl ettikleri için davacı oluruz. | Open Subtitles | عندما تكونين هناك دورك كشاهد وعندما ينتهي هذا سنقوم برفع دعوى للحقوق المدنية ضد هؤلاء الأوغاد |
| Ancak sivil hakların ihlali hakkında bir üst kısım mevcut değil, ...ve politik fikirleri yüzünden birini işten çıkartmak sivil hakların ihlaline girer. | Open Subtitles | لكن لايوجد تعويض لانتهاك الحقوق المدنية و طرد أحدهم بسبب توجهاتهم السياسية هو انتهاك للحقوق المدنية |
| Konuşma özgürlüğü ve istihdam davalarına bakmış, Amerikan Sivil Özgürlükler Sendikası'yla çalışmışsınız. | Open Subtitles | لقد تعاملت مع قضايا دستورية قضايا لحقوق العمال وقضايا للحقوق المدنية |