| Tasarımı kurban ve suçlunun diyalog kurduğu dairesel yapılar içeren yeşil bir kampüs alanı. | TED | هذه المرج الخضراء مليئة بالهياكل الدائرية للحوار بين الضحايا والجُناة. |
| Çünkü o eğitimsel tasarımın insanlar için güvenli ve açık bir diyalog olmasını istedim. | TED | لأنني أردت من البيئة التعليمية أن تكون مكانًا آمنا للحوار المفتوح بين الناس. |
| ama iyi ya da nötr niyet varsaydığımızda aklımıza diyalog için çok daha güçlü bir çerçeve vermiş oluyoruz. | TED | لكن حين نفترض نيّة حسنة أو محايدة، نعطي لدماغنا إطاراً أقوى للحوار. |
| Sanatın bir diyalog alanı sağlayabileceği yollar, karmaşık bir diyalog, giriş noktaları ile diyalog yollarını ve müzenin fikirler münazarası için nasıl bir mekan olabileceği konusunda büyük ilgi gördü. | TED | سعى للتعبير عن الطرق التي يمكن للفن توفير مساحة للحوار حوار معقد حوار مع العديد و العديد من نقاط الدخول و كيف يمكن أن يكون المتحف مساحةً لهذه الأفكار المنافسة. |
| 11 Eylül göstermiştik ki, Müslüman olmayanlar ve diğer inançlarla diyalog gereklidir. | Open Subtitles | أحداث الحادى عشر من سبتمبر أظهرت الحاجة للحوار مع غير المسلمين |
| Judy Garland potpurisi öncesi için birkaç diyalog fikrim var. | Open Subtitles | l له بعض الأفكار للحوار إداء إلى مزيج جودي غارلند. |
| Hala diyalog başlatabileceğimize inanıyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنه ربّما مازال بوسعنا فتح باب للحوار... |
| Benim grubum gerçek diyalog imkanı sunan bir sığınaktır. | Open Subtitles | مجموعتي ملاذ آمن للحوار الحقيقي |
| Catrin Cole diyalog Okulu. | Open Subtitles | مدرسة "كاترين كول" للحوار |