| Ayrıca, Samuel bana, kurutulmuş gergedan penisinden yapılmış bir doğurganlık kolyesi verdi. | Open Subtitles | وقد أعطاني ساميول عقداً أفريقياً للخصوبة مصنوع من جزء وحيد قرن مجفف |
| Florence doğurganlık hapları alıyordu sonunda Nathan'la vurgunu vurdular. | Open Subtitles | نعم, فلوراس كانت تأخذ حبوب للخصوبة وهى وناثين كانا محظوظين |
| Numaranızı Yazarlar Derneği sağlık kitabından buldum. doğurganlık başlığından. | Open Subtitles | لدي هذا الرقم مُسجل تحت عيادة للخصوبة في دليل الكُتّاب للصحة |
| Ama evleneceğin gün yağmur yağması doğurganlığın için müthiş bir şey. | Open Subtitles | لكن أتعلمين ان المطر في يوم زواجك يعني أشياء حسنة للخصوبة |
| Üreme kliniğinde laboratuvar teknisyenidir. | Open Subtitles | إنها معملية غير متخصصة في عياداتنا للخصوبة |
| Yaz Adaları'nda 16 memesi olan bir doğurganlık tanrısına taparlar. | Open Subtitles | في جزر الصيف, إنهم يبعدون آلهة للخصوبة تملك ستة عشر ثديًا. |
| Her şeyden önce kral ve kraliçenin konutlarına doğurganlık için muskalar koymalıyız. | Open Subtitles | أولاً، علينا أن نضع تعويذة مناسبة للخصوبة في غرفة الملك والملكة |
| Bir kadın duydum, Juno'lu bir rahibe doğurganlık konusunda yetenekle kutsanmış. | Open Subtitles | سمعت عن امرأة، كاهنة للآلهة (جونو) لديها هبة بهدايا خاصة للخصوبة |
| Yıllık doğurganlık görüşmemiz. | Open Subtitles | إنها مراجعتنا السنوية للخصوبة. |
| Kenny, doğurganlık tedavileri alıyorum! Ve bana söz vermiştin. | Open Subtitles | يا (كيني) أنا أتناول أدوية للخصوبة و أنت وعدتني |
| Bir Kızılderili çadır bölgesine gidip ot çekip kafa olduktan sonra çamurda yuvarlanalım sonra da Bernadette'in çıplak vücuduna doğurganlık sembolleri çizelim. | Open Subtitles | سنأخذ معنا نبات الصبار ونتمرغ بالوحل وسنضع رموزاً للخصوبة على جسد (برناديت) العاري |
| Siz istediğiniz için değil, doğurganlık tedavisi görmeliyim... yani bu Jolly Farm'ın son bölümü olacak. | Open Subtitles | ليس لأنكم أردتم هذا، لكن يجب أن أحصل على علاجات للخصوبة لهذا ستكون هذه آخر حلقاتنا (من مسلسل (مزرعة جولي |
| Bu bir "Hattuşaş doğurganlık sembolü. | Open Subtitles | انه رمز للخصوبة عند الجنسين |
| Umarım aç değilsindir çünkü evde bir tek Margaux'nun doğurganlık çorbası var. | Open Subtitles | أتمني أنك تناولت العشاء، فلا يوجد هنا سوى حساء (مارجو) للخصوبة |
| doğurganlık konusundaki bir ilerlemeyle, başka bir şey bilmiyorum. | Open Subtitles | أختراق للخصوبة هذا ما أعرفه |
| Akupunkturun doğurganlık için mükemmel olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | العلاج بالابر حل جيد للخصوبة |
| Görünüşe göre bu tür, doğurganlığın müjdecisi ve bereketli bir hasat için çok değerlilermiş. | Open Subtitles | كان يتم تقديسهم كرواد للخصوبة والحصاد الوفير |
| Sanki evrensel doğurganlığın sembolü gibi. | Open Subtitles | كرمز عالمي قديم للخصوبة |