| Muhtemelen haberi sattılar ya da büyük bir kaçırma operasyonunda birlikteler. | Open Subtitles | غالبا باعو القصة أو ربما كلهم يشتركون في عصابة كبيرة للخطف |
| Adam kaçırma ve cinayete suç ortağı oluyorsun, farkında mısın? | Open Subtitles | هل مستعد أن تكون متواطئًا للخطف والقتل أيضًا؟ |
| Arabaları bir kaçırma aracı ve bir atma yeri olmuş. | Open Subtitles | سيارته أصبحت مركبة للخطف و مكان رمي للجثث |
| Kaçırılma diyeceksen illa ki yakınını kaçırmak gibi ama diyemezsin çünkü kaçırılma kısmı tamamen anlaşma gereği oldu. | Open Subtitles | إنه، مشابه للخطف إن صح أن ندعوه هكذا مما لا يصح، بالمناسبة لأن الطرف المختطف موافق على الترتيبات أساساً |
| Yolun bu bölümünde bir yerde kaçırılmış olmalı. | Open Subtitles | لابدّ أنّها قد تعرّضت للخطف في مكان ما على طول إمتداد هذا الطريق |
| O ve diğer iki kişi kaçırılıp işkence görmüş. | Open Subtitles | هو وشخصين آخرين تعرضوا للخطف والتعذيب |
| Para içinde yüzdüğümden üç kez kaçırıldım. | Open Subtitles | لقد تعرضت للخطف ثلاث مرات لأنني غني |
| - Beyaz adamı, dünyadaki en büyük köle tüccarı olmakla suçluyorum! | Open Subtitles | أتهمه بأنه اكبر مرتكب للخطف على وجه الأرض |
| İlk kez mi kaçırma planı yaptın? | Open Subtitles | هل رتبت للخطف في المرة الأولى ؟ |
| Adam kaçırma fidye parası için yapılır. | Open Subtitles | السبب الوحيد للخطف هو المال |
| Çünkü kaçırma işini Michelle ile birlikte mi planladınız merak ediyoruz. | Open Subtitles | جيد. لأننا كنا نتساءل ما إذا كنتما أنت و(ميشيل). خططتما للخطف سوياً. |
| En azından adam kaçırmak ve cinayetten suçlusun. | Open Subtitles | أعني، أقل ما بها، مسكناك للخطف والقتل... |
| Tahminen orası sadece yakalayıp kaçırmak içindi. | Open Subtitles | .إحتمال أن يكون قد تعرض للخطف |
| Fakat bu acil bir durum, çünkü arkadaşım burada değil, ve ben onun kaçırılmış olmasından endişe ediyorum. | Open Subtitles | لأن صديقي ليس هنا و أنا قلق عليه فقد يكون قد تعرض للخطف |
| Bunların 200.000'den fazlası aile üyeleri tarafından kaçırılmış. | Open Subtitles | من هؤلاء، يتعرض ما يزيد عن 200 ألف للخطف على أيدي أفراد من عائلاتهم. |
| kaçırılmış olabilir diye endişeleniyorum. | Open Subtitles | و أنا قلق عليه فقد يكون قد تعرض للخطف |
| Birimiz fidye karşılığı kaçırılıp nakliye sandığına atılır yaprakla benzinci fişi yemek zorunda bırakılırsa diye. | Open Subtitles | في حال تعرضت إحدانا للخطف مقابل فدية... وألقيت في حاوية شحن وأجبرت على تناول بذور "غازرا" |
| Bu gece kaçırıldım. Ciddiyim. | Open Subtitles | لقد تعرضت للخطف الليلة.. |
| Beyaz adamı, dünyadaki en büyük köle tüccarı olmakla suçluyorum! | Open Subtitles | أتهمه بأنه اكبر مرتكب للخطف على وجه الأرض |