| Umuyoruz ki uzaylıların kalkanı, yeniden yapılandırılmış bu silah karşısında korunmasız kalır. | Open Subtitles | أجل ، ونتوقع أن تكون دروع الغزاه حساسه للسلاح الذى أُعيد تشكيله |
| Sanırım bu silah ile Flynn'ı öldüren arasında bir eşleme bulacağız. | Open Subtitles | أعتقد أننا سنجد أن هذا السلاح مطابق للسلاح الذى قتل فلين |
| silahı derhal test ederek, iki problemi birden eş zamanlı olarak çözmeyi öneriyorum. | Open Subtitles | أقترح أن نحل كلا المشكلتين في آنٍ واحد عن طريق اختبار فوري للسلاح. |
| silahın güç kaynağının hiçbir güç seviyesinde kontrol edilemeyeceği konusunda bir inancımız var. | Open Subtitles | نعتقد أن منبع القدرة للسلاح... ... سيخرج عن السيطرة عند أى مستوى للقدرة. |
| Eğer bu kadar kolay onu hizaya getirdilerse neden iddia edilen silaha ne olduğunu bilmiyorlar? | Open Subtitles | ولماذا إن كُنَّ قادرات على إخضاعه بسهولة لم يقدِرنَ على معرفة ماحدث للسلاح المزعوم؟ |
| Silahtan hâlâ iz yok. | Open Subtitles | ما زال لا يُوجد أثر للسلاح بعد. |
| - İmkanı yok. Tek bildiği silah istediğimizdi. | Open Subtitles | ـ مُستحيل ، كل ما يعرفه هو حاجتنا للسلاح |
| İncelediğimiz silah ancak senin gibi gayretli birinin olabilir. | Open Subtitles | فَكرنا أن مُتحَمس للسلاح مثلك سيكون عنده مثل هذه |
| silah karşıtı lobiler, Ulusal silah Birliği ne derse desin bugün son sözü jüri söyledi. | Open Subtitles | ومهما كان ما تقوله المنظمات المضادة للسلاح في هذا اليوم.. في هذه المحكمة الكلمة الأخيرة كانت للمحلفين |
| Umuyoruz ki uzaylıların kalkanı, yeniden yapılandırılmış bu silah karşısında korunmasız kalır. | Open Subtitles | أجل، ونتوقع أن تكون دروع الغزاة حساسة للسلاح الذي أعيد تشكيله |
| İki saat önce, silah taşımaktan nezarette yatıyordu. | Open Subtitles | منذ ساعتين كان يقبع في زنزانة بسبب حيازته للسلاح |
| silah kaçakçılığınla ilgili kanıtlarımız olduğunu biliyordun. | Open Subtitles | كنت تعلم بأننا نحمل كل الأدلة عن تجارتك للسلاح |
| Cinayet silahı konusunda, işi göründüğü kadar şansa bıraktığını sanmam. | Open Subtitles | و أنا لا أتصور أنه ترك اختياره للسلاح للصدفة كما بدا الأمر |
| Yani silahı çalıştırmak için ateşlemen gerektiğinden emin olman gerekiyor. | Open Subtitles | لذا من الأفضل أن تكون على يقين من أنك تريد للسلاح أن يعمل |
| Polislerle çalışıyor olsaydım silahı çektiğin anda buraya doluşurlardı. | Open Subtitles | لو كنت أعمل مع الشرطة لكانوا ظهروا في نفس لحظة إخراجك للسلاح |
| Beni ateş etmem için gaza getiremezsin, çünkü karambolde, silahın yönü... | Open Subtitles | لا يمكنك تشجيعي على إطلاق النار لأنهفيخضمالأحداثيمكن للسلاح.. |
| Görünüşe göre, doğu duvarındaki paneli kullanarak silahın güç kaynağına ulaşabilirsiniz. | Open Subtitles | يبدوا أنكم تستطيعون الوصول لمنظم الطاقه للسلاح من خلال اللوح على الجدار الشرقي |
| silahın kabzasının plastik kısmında pudramsı bir madde bulduk. | Open Subtitles | في الواقع وجدنا مواد مساحيق على القبضة المطاطية للسلاح |
| Bu yaralarda ve kemiklerin üzerinde silaha ait parçalar olabilir. | Open Subtitles | بجروح كثيرة لابد أن هناك مواصفات للسلاح على العظام |
| Bu ülkede silaha hiç ihtiyaç duymadın öyle mi? | Open Subtitles | لم نفتقر للسلاح في هذه البلاد, أليس كذلك؟ |
| Kayıp silaha ya da Liber8'in gizli planlarına dair bir ipucu yok. | Open Subtitles | لا يوجد أي آثر للسلاح المفقود أو دليل على مؤامرات حركة التحرير 8 |
| Kayıp Silahtan iz yok. | Open Subtitles | ليس هناك أي آثر للسلاح المفقود |
| Bu kadar uzun süre silahla dolaşırsa hayatını parmaklıklar ardında geçirebilirdi. | Open Subtitles | ذلك بعيد جداً بحملها للسلاح قد يعرض ذلك حياتها للخطر |
| Saklanmış silahlara sahip olanlar, sadece Athosya'lılar değil. | Open Subtitles | الأثوزيين ليسوا الوحيدين الذين يخفون مخابئ للسلاح |