| Biza oranın Senatör Iselin'in yaz kampı olduğu söylendi. | Open Subtitles | لقد قيل لنا أنه المسكن الصيفى للسيناتور آيسلين |
| Bu sabah 8:00de Senatör Palmer'a bir suikast girişimi oldu. | Open Subtitles | فى الثامنه هذا الصباح كان هناك محاوله اغتيال للسيناتور "بالمير" |
| Çoğunuz Senatör Palmer'a 8:00 civarında bir girişimde bulunulduğunu biliyor. | Open Subtitles | جميعكم تعرفون ان هناك محاوله اغتيال للسيناتور فى الثامنه صباح اليوم |
| Tabi asıl özel teşekkür, annelerimizi hapisten çıkaran senatöre gidiyor. | Open Subtitles | نخب خاص للسيناتور لدفع كفالة والدتينا للخروج من السجن |
| Ofisi boşaltın. senatöre müsaade edin, lütfen. | Open Subtitles | أخلوا هذا المكتب اتركوه للسيناتور من فضلكم |
| Senatörün onlara hiçbir bağlılığı yoktur. | Open Subtitles | و ليسَ للسيناتور ولاء لَهُم مُطلَقاً |
| ...seviyeli seçim çekişmesi için, Senatör Kennedy'e ve bu kampanyadaki herkese tekrar teşekkür ederim. | Open Subtitles | تهانينا للسيناتور كينيدي على سباقه الراقي في هذه الحملة ولكم جميعا |
| Senatör ve Christophsis vatandaşları için zaman hızla azalmakta. | Open Subtitles | لكن الوقت يجري ببطْ للسيناتور والمواطنين الصالحين كرستوفسيس |
| Senatör Amidala'nın konuşmasına izin verilecek. | Open Subtitles | سوف يتم السماح للسيناتور امادالا بالتحدث |
| Senatör Edison Davis'e resmi bir mektup getirdim. Mektupların artık benim evime mi geliyor? | Open Subtitles | لدي رسالة رسمية للسيناتور إيديسون دايفيس. |
| Ve Oscar seni de, Senatör'e yakın bir yere koyalım. | Open Subtitles | و أوسكار أحتاجك لتكون أقرب قليلا للسيناتور |
| O mail Senatör Wharton'a da gitti, biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | لقد ذهب البريد الأكتروني للسيناتور ايضا انت تعرفين هذا ,اليس كذلك؟ |
| Senatör yardımcısı sayesinde, senatöre ulaşmaya çalışıyorum fakat... | Open Subtitles | انظري، سأحاول الوصول للسيناتور منخلالنائبهاولكن.. |
| Senatör nasıl çetenin, ezeli düşmanının, sahte bir sükse yapmasını sağlıyor? | Open Subtitles | كيف يُمكن للسيناتور أن يجعل المُنظمة ، عدوه اللدود يُنفذون عملية إغتيال مُزيفة ضده ؟ |
| Eğer Senatör Palmer'a benim engelleyebileceğim bir şey olursa kendimi asla affedemem. | Open Subtitles | سوف اقوم بهذا ، اذا حدث شىء للسيناتور "بالمير" ، ربما كان سيمكننى منعه |
| Belki Senatör alt eder de ben de şerefine kadeh kaldırırım. | Open Subtitles | ربما كان للسيناتور شكوك ، وانا من زادها |
| Sadece Senatör Organa'ya malzeme taşıyacağım. | Open Subtitles | فقط تسليم الامدادات للسيناتور اورجانا |
| Aslına bakarsak o elmaslar senatöre ait. | Open Subtitles | كما تعرفين, بالمعنى الدقيق أنهم يعودون للسيناتور |
| - Şef, senatöre uygun elbiseler getirin. - Emredersiniz, efendim. | Open Subtitles | أيها الرئيس , أحضر للسيناتور بعض الثياب |
| senatöre selamlarımı ilet. Elbette. | Open Subtitles | أوصل أفضل التحايا للسيناتور - بالتأكيد - |
| Senatörün fotoğraflarını çekeceğim. | Open Subtitles | أتيت لأخذ بعض الصور للسيناتور. |
| Senator Walsh'ın baş yardımcısı senatorün odasında bu sabah ölü bulundu. | Open Subtitles | المساعدة الأولى للسيناتور وجدت ميتة مبكراً هذا الصباح في غرفة فندقها |