| çay takımımda kullanırım. | Open Subtitles | يمكنني أن أستخدمه مع مجموعة تقديمي للشاي |
| En azından hâlâ çay vakti olan nezih yerlerde yaklaşmıştır. | Open Subtitles | على الأقل لابد أن نكون في أماكن لائقة لكي يظل هناك وقت للشاي |
| Duygularımızın özünü içebildiğimiz sürece çay nedir ki? | Open Subtitles | ما الحاجة للشاي إن كان بإمكاننا أن نشرب من سلسبيل مشاعرنا؟ |
| Eminim ki bu beyler de çaya kalmak isterler. | Open Subtitles | بالتأكيد هؤلاء السادة المحترمين سيبقوا للشاي |
| - Sadece çaya geliyor. | Open Subtitles | ستحضر للشاي , أنا واثق أنكم ستكونون بخير و تلبسوا أفضل ما لديكم. |
| Eski, çayın her zaman ballı olduğu evimiz. | Open Subtitles | موطن الأجداد، حيث كان هناك عسل للشاي دائماً |
| Neden bir yerlere gidip çay içmiyoruz? | Open Subtitles | لماذا لا تذهبي و تري ما الذي تستطيعين ان تحضريه للشاي بهذه |
| Biz burada polis incelemesi yaparken sen çay saati teklifinde bulunuyorsun. | Open Subtitles | أعتقد أنّه شيء لطيف نقوم بالمراقبة، وأنتِ تقترحين وقتاً للشاي |
| Sence benim, çay tarlalarım, şeker fabrikalarım ve süt çiftliklerim mi var? | Open Subtitles | هل تعتقدين بأنه لدي مزارع للشاي, وطواحين سكر, ومزرعة ألبان؟ |
| Biraz çay bisküvisi getirmek istiyorum, onlar da yüksek rafta duruyorlar. | Open Subtitles | ارغب بجلب بعض البسكويت للشاي وهم على رف عال جدا |
| Belki çay içerken de biraz daha konuşabiliriz? | Open Subtitles | ربما يمكننا الحديث أكثر مع إحتسائنا للشاي ؟ |
| Prenses çay partisi verdiğini bile gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيتكـُ لاعباً لدورٍ وضيعٍ في حفلةِ الأميرةِ للشاي |
| çay zamanında geldiniz, tabi aklınızda başka bir şey yoksa? | Open Subtitles | في الوقت المناسب للشاي إلا إن كان هناك شيئ آخر لديكم؟ |
| - Kafeinli çay odaklanmayı artırabilir. | Open Subtitles | يُمكن للشاي ذو الكافيين أن يزيد التركيز. |
| Bir tane daha akıl almaz güzellikte gümüş çay seti geldi. | Open Subtitles | لقد تلقيتي للتو أجمل أطقم فضة للشاي |
| Kocana çay getirmek iş mi oluyor şimdi yani? | Open Subtitles | هل تقديمك للشاي إلى زوجك هو عمل الآن؟ |
| Ne kadar garip. çaya davet edildiğime eminim. | Open Subtitles | هذا غريب أنا متأكد أنكِ أرسلتي دعوة للشاي |
| Son anda seni çaya çağırsak ziyarete gidemezsin, değil mi? | Open Subtitles | حسناً، لو دعوناكِ للشاي في آخر لحظة فلن تستطيعي الذهاب، صحيح؟ |
| çaya süt ekleyerek kendini güçlendirirsin. | Open Subtitles | إنظر ، عندما تضيف الحليب للشاي فستزيد من قوتك |
| çaya gelemeyeceğini ama akşam yemeğine katılacağını söylüyor. | Open Subtitles | تقول انها لن تحضر للشاي ولكنها ستنضم إليكم في العشاء. |
| Eski, çayın her zaman ballı olduğu evimiz. | Open Subtitles | موطن الأجداد، حيث كان هناك عسل للشاي دائماً |
| özellikle Pazar çayı ya da vaftiz törenleri için mükemmel bir seçim. | Open Subtitles | مناسب تماماً للشاي يوم الأحد أو الصلاة |
| - Demek buradasınız. çay için hazır mısınız? | Open Subtitles | نعم هذا أنت ، هل أنت جاهز للشاي |