| Arka cebinde tarak taşıyorsun kendini övmekten çalmaya vakit bulamıyoruz. | Open Subtitles | انت والمشك الخاص بك في جيبك الخلفي تقوم بتمشيط شعرك في كثير من الأحيان لدرجة أننا بالكاد نحصل على وقت للعزف |
| Piyano çalmaya gidelim mi? | Open Subtitles | مهلاً، لنذهب للعزف على البيانو. |
| Hepsini çalmak için zamanım yok diye kendimi kötü hissediyorum. | Open Subtitles | حقاً؟ أشعر بالسوء أن ليس لديّ الوقت للعزف عليهم كلهم |
| Ya da bir partide çalacak müzisyen ararlar. | Open Subtitles | من يملكون حانة، أو يبحثون عن موسيقار للعزف في بعض الحفلات، |
| Ayrıca bu, ona oğullarının önünde de ilk kez çalma şansı verdi. | TED | لكن أيضًا أعطته الفرصة للعزف امام أبنائه الثلاثة لأول مرة. |
| Geleneksel tarzda çalmayı kabul etmek istemediği için hiç iş bulamıyormuş. | Open Subtitles | لم يعثر على وظيفة لأنه لم يرغب بذلك , لم يكن يرغب بالتكيّـف مع النمط التقليدي للعزف |
| Her zaman çellonun solo müzik aleti olduğunu düşünürdüm. | Open Subtitles | لطالما إعتقدت أن التيشيلو آلة للعزف المُنفرد |
| Ben de kuzey yakasındaki grubuyla çalması için gitmesine izin verdim. | Open Subtitles | فتركته يذهب للعزف مع فرقته في الركن الشمالي، ما رأيك؟ |
| Gitarının akoru yapıldı ve çalmaya hazır mı? | Open Subtitles | هل القيتار الخاص بك مضبوط وجاهز للعزف ؟ |
| Ve bu kez aynı şeyleri müzik için denedim. Robot ne çalacağını bilmeden çalmaya girişecekti. Bedenini hareket ettirip, çalma fırsatlarını değerlendirecek ve 17 yaşımdayken caz hocamın bana öğrettiği gibi davranacaktı. | TED | لا احد يتوقف للحظة و هكذا , جربت ان اقوم بالاشياء نفسها , هذه المرة مع الموسيقى حيث لا يدري الروبوت ما الذي سيقوم بعزفه انه فقط نوع من تحريك جسمه و يستخدم فرص للعزف و يقوم بما علمتني به معلمتي لموسيقى الجاز عندما كنت في ال17 من عمري |
| Yunanlılara çalmaya. Ne dersin? | Open Subtitles | للعزف لليونانيين هناك. |
| Keman çalmak için ilhamdan daha fazlası gereklidir. | Open Subtitles | يلزمك ما هو أكثر من الإلهام للعزف على الكمان |
| Bu yüzden Keman Festivalinde çalmak için seçildiniz. | Open Subtitles | المبتدئين والمتقدمين للكمان ولهذا السبب تم أختياركم للعزف بالحفل |
| Küçük bir gitarı çalmak için koca bir adam gerekir. Ondan da koca bir dinleyici gerektirir. | Open Subtitles | يتطلب الأمر رجلاً كبيراً للعزف على قيثارة صغيره |
| Seninkinin çalacak bir yeri olur, ben de kapıda para toplayıp kredi kartı borçlarımı öderim. | Open Subtitles | صديقك سوف يكون لديه مكان للعزف ويمكنني محاسبة الاشخاص عند الباب واسدد فواتير بطاقاتي الائتمانية منها |
| Alkışlarınızla, mızıka çalacak olan yeni yarışmacımız Peter Griffin. | Open Subtitles | , لنرحب بمؤدينا التالي هنا للعزف على الهارمونيكا , بيتر غريفن |
| Konserde çalacak kadar iyiyse o zaman sezonun geri kalanını bizimle bitirmesi gerekir, Daniel. | Open Subtitles | إذا كان بخير بما يكفي للعزف في الحفلة الموسيقيّة, فسوف يكون قادر على أن ينهي بقيّة الموسم معنا يا (دانيال). |
| Dün akşam gitar çalma isteğim uyandı. Evime gitmek zorunda kaldım. | Open Subtitles | أتاني الحافز للعزف ليلة أمس كان عليّ قطع الطريق كلّه إلى شقتي |
| Asla birilerinin önünde çalma şansımız olamayacak. | Open Subtitles | لن نحصل على فرصة للعزف أمام أى شخص. |
| Ve çalışma olanağı da bulamamış çünkü o dönemin geleneksel tarzında çalmayı hâlâ kabul etmiyormuş. | Open Subtitles | و لم يتمكن من العثور على أيّ وظيفة للعزف لأنه لا يزال لا يريد أن يتكيّف مع نمط العزف التقليدي في ذلك الوقت |
| Bunun şu bilindik grubun P3'te çalmayı tercih etmesi ile bir alakası yok değil mi? | Open Subtitles | هذا ليس له أي علاقة باختيار الفرقة ناديّكم للعزف فيه الليلة، أليس كذلك؟ |
| Çello bir solo müzik aleti değil. | Open Subtitles | فـ ليس التشيلو آلة للعزف المُنفرد |
| Ben de kuzey yakasındaki grubuyla çalması için gitmesine izin verdim. | Open Subtitles | فتركته يذهب للعزف مع فرقته في الركن الشمالي، ما رأيك؟ |