| Peki ya çete işareti yapan adamı tutukladığın zamana ne demeli? | Open Subtitles | ماذا عن الوقت الذي قبضت فيه على الرجل لأنه يضي علامات للعصابة | 
| Bu olayın çete bağlantılı olması mümkün mü Bay Partney? | Open Subtitles | هل من الممكن سيد "بارتني" أن يكون للعصابة علاقة بالأمر؟ | 
| Ekmek kırıntıları gibi, sesler bizi çetenin ön kapısına götürüyor. | Open Subtitles | تتبعهم مثل فتات الخبز إلى الباب الأمامي للعصابة | 
| Benimle bilgilerini paylaşan adamlarım, çetenin gizli evini bulmuşlar. | Open Subtitles | إلى ناسي ، الذين يشاركونني بالمعلومات، بالمناسبة حددوا موقع منزل آمن للعصابة. | 
| Rus çetesine ve güvenlik firmasına olan borcunu hesaba kattığımızda, elindeki yüzükten fazla para harcamışsa hiç şaşırmam. | Open Subtitles | ومع كل ديونه للعصابة الروسية وشركة الأمن أنا لن أفاجأ إذا كان انفق بالفعل أكثر مما يستحق الأمر | 
| Harcayana kadar para onun değildi. Aslında, Çeteye borçlu olduğundan bir süre sözleşmeli eleman olmuştu. | TED | لم تكن فعلاً ماله الخاص إلى أن يصرفها، فعندها يكون مديون للعصابة لبضع من الوقت. | 
| İrlanda mafyasına bağlı bir suikastçi. | Open Subtitles | إنّه قاتل مأجور للعصابة الإيرلنديّة. | 
| Son iki ayda bu Gangsterlere sattığın bütün isimlerin ve yaptığın tüm Hydrocodone reçetelerinin listesini vereceksin. | Open Subtitles | ، أعطني قائمة بكلٍّ اسم بعته للعصابة و كلُّ وصفة للهيدروكودون قمت . بصرفها بالشهرين الماضيّين | 
| Bir öğrencinin çete üyesi olması yasak. | Open Subtitles | ليس مسموح لك بأن تكون منتسبا للعصابة وانت في المدرسة | 
| McHottie, Carlos ve Raul'un çete için fabrikadan kimyasalları çaldığını söylüyor. | Open Subtitles | ماكهوتي تقول ان كارلوس وراؤول كانوا يسرقون المواد الكيميائية من المصنع للعصابة | 
| Sonra da o çete bahsettiğim gibi zorla kendine yer açmaya başladı. | Open Subtitles | ثم خرجوا للعصابة الجديدة التي أخبرتك عنها | 
| Fakat bence daha gerçekçi olursak; çetede olmak, çete için uyuşturucu satmak belki de tüm Amerika'daki en kötü iştir. | TED | فالواقع، الانضمام لأي عصابة -- وبيعك المخدرات للعصابة -- من الممكن أن يكون من أسوأ الوظائف في أمريكا. | 
| çete açısından para kazanmanın bir yolu yoktu. | TED | لم تكن للعصابة وسيلة لكسب المال. | 
| çete için yılın en önemli günü. | Open Subtitles | انها اكبر يوم من أيام السنة للعصابة | 
| Bu bence ilginç bir hikaye. Ve üçüncü olarak, çetenin finansal kayıtlarına - defterlerine - baktığımızda bulduklarımızı çok yüzeysel bir şekilde anlatmak istiyorum. | TED | وهي قصة شيقة برأيي. وثالثاً، أريد أن أقول بطريقة سطحية حول بعض الأمور التي وجدناها عندما وصلنا فعلا للنظر في الدفاتر المالية للعصابة | 
| Belki de en ilginç açıdan değil ama iyi bir giriş olarak - çetenin organize oluş şekli ve hiyerarşik görünüşü. İşte çetenin organizasyon şeması bu şekilde görünüyor. | TED | أول تشابه، وهي الأكثر إثارة للاهتمام، وهي المكان الأفضل للبدء بالتشبيه، وهو التقسيم. التسلسل الهرمي، الشكل الخارجي للتقسيم. فهذا التسلسل الهرمي للعصابة. | 
| Onu, çetenin yeni sığınağına kadar izleyeceğiz. | Open Subtitles | نحن سوف تتبع له إلى مخبأ جديد للعصابة. | 
| Hapishane çetesine katılmak mı? Hiç sanmıyorum. | Open Subtitles | أنظم للعصابة في السجن . لا أعتقد ذلك | 
| Bana öyle geliyor ki, Jesse o adamından bu adamına at sürüp, çetesine veda ediyor. | Open Subtitles | يبدو الأمر لي أنّ (جيسي) يتخلّص من رجل للآخر ، ويقول وداعًا للعصابة | 
| Bunun; Çeteye katılarak hapse girecek bir arpa boyu yol gidememiş hasarlı bir çocuğun hikâyesi olmadığını anladı. | TED | أدرك بأنني لست قصة طفل محطم ليس له مستقبل الذي كان مقدرًا له الانضمام للعصابة والذهاب إلى السجن. | 
| Gangsterlere o kadar borcu birikirken seni korumuyordu. | Open Subtitles | لم يقم بحمايتك عندما هرب من الديون التي عليه للعصابة | 
| Onu taşımak için tüneli kullanmak istiyor kartele para veriyor. | Open Subtitles | وأرادَ أن يستخدمَ النفقَ لنقلها ودفعَ للعصابة |