| Şimdi bana müsaade ederseniz, gidip Evkur'dan bazı matkap uçları almam arama kurtarma köpeklerimi gezdirmem ve başka bir fıstıkla buluşmam lazım ki birlikte yaşamaya başlayabilelim. | Open Subtitles | الآن إذا سمحتم لي ,هناك شئ علي احضاره وايضاً ان اأخذ كلبي بنزهة واقابل فتاة اخرى لننتقل للعيش معاً |
| Çünkü, ismini koymamıza gerek yoktu, birlikte yaşamaya başladık. | Open Subtitles | حسناً، لم نكن نحتاج لذلك. لقد إنتقلنا للعيش معاً. |
| Yani, biz 10 dakikalık bir konuşmadan sonra birlikte yaşamaya başladık. | Open Subtitles | أعني لقد أنتقلنا للعيش معاً بعد محادثة مدتها عشر دقائق. |
| Daha aynı eve çıkmadan porselen deseni seçtirmeye başladılar. | Open Subtitles | لم ننتقل للعيش معاً بعد ويعتقدون أنّنا بدأنا باختيار الآنية الصينيّة. |
| Mezun olduktan sonra aynı eve taşındık ve bitirme tezimi vermeme yardımcı oldu. | Open Subtitles | انتقلنا للعيش معاً بعد التخرّج وساعدنى خلال مدرسة الحقوق |
| Geçen sene beraber yaşamaya başlamışlardır. | Open Subtitles | إنتقلا للعيش معاً في السنة الاخيرة |
| Velayetimizi kaldırtıp, beraber eve taşınacaktık. | Open Subtitles | كنّا نسعى لإلغاء الحضانة والانتقال للعيش معاً هنا |
| Dinle bak, dün birlikte yaşamanın konusunu açtığında kaçıp gittiğim için özür dilerim. | Open Subtitles | اسمعي، آسف لتهرّبي بالأمس عندما ذكرتِ أمرَ الانتقال للعيش معاً. |
| Birlikte yaşamaktan konuşuyorduk ya? Sen nişanlanmakla ilgili imalarda bulundun? | Open Subtitles | عندما تحدثنا عن الانتقال للعيش معاً كنت تلمحين إلى الخطبة |
| Biliyorum, birlikte yaşayacağız zaten. | Open Subtitles | أعرف، لا سيّما لو كنّا سننتقل للعيش معاً. |
| Lyndsey ve ben, birlikte yaşamaya karar verdik. | Open Subtitles | ليندسي وأنا قررنا أن ننتقل للعيش معاً |
| Penelope'nin öğrenmesinin ardından Hannah ve Bob birlikte yaşamaya başlamışlar. | Open Subtitles | (هانا) و(بوب) انتقلا للعيش معاً بعد أن اكتشفت (بينيلوبي) أمرهما. |
| birlikte yaşamaya ve hayatımıza devam etmeye. | Open Subtitles | نخب الإنتقال للعيش معاً وتجاوز الماضي. |
| Birkaç hafta sonra birlikte yaşamaya başladık. | Open Subtitles | أنتقلنا للعيش معاً بعد عدة أسابيع |
| Trey'le hâlâ konuşuyoruz, henüz birlikte yaşamaya hazır değiliz. | Open Subtitles | -كنا نتحدث أنا و (تراي) لسنا مستعدين للعيش معاً |
| Don'la birlikte yaşamaya başlayacakken bir de baktım uçağa binmiş Chicago'ya gidiyor adam. | Open Subtitles | ذات يوم انتقلت مع (دون) للعيش معاً ثم لم ألحظ إلا وهو (على طائرة إلى (شيكاغو |
| Eğer bilmen gerekiyorsa, iki yıl sonra aynı eve taşınmak istedi. | Open Subtitles | حسناً, إذا كان لا بد أن تعرف, بعد سنتين أراد أن ننتقل للعيش معاً |
| aynı eve taşınmanız, asrın hatası olur. | Open Subtitles | وانتقالكما للعيش معاً هو خطأ جسيم بجميع المقاييس |
| İyi tarafından bak bir de aynı eve taşındığımızda, sen de oynayabilirsin. | Open Subtitles | أنظرى للجانب المشرق عندما ننتقل للعيش معاً يمكنك ان تلعبي أيضاً |
| Will eğer yeterince kilo verirsem beraber yaşamaya başlayabileceğimizi söyledi. | Open Subtitles | , ويل) أخبرني لو أنني قللت مقاس ملابسي إلى 4) فاننا سننتقل للعيش معاً |