| Yalanlarına yalan ekliyor ve onu filme hazırlıyoruz. | Open Subtitles | إطعامها أكاذيب وأكاذيب أكثر و جعلها تجهز نفسها للفلم. |
| Bir nötrino çarpışmasını filme alsaydı ne görürdük? | Open Subtitles | نحن نرى ما إذا كان يمكن للفلم التأثير على "النيوترينو". |
| Evet, veya şu kanımın olduğu filme. | Open Subtitles | -أجل ، للفلم الذي يحتوي الكثير من الدماء |
| Hayır o bir uyarıydı. İkinci filmde geri gelecekler. | Open Subtitles | لا، كان تحذيراً سنعود للفلم القادم |
| Çok abartı ama filmde onun varlığı hissedilmiş olacak böylece. | Open Subtitles | في بعض أجزاء العمل للفلم الوثائقي |
| Bir adamın karısını oynayacak birini arıyoruz ve sen de Film için biçilmiş kaftan gibisin. | Open Subtitles | أجل، هنالك دورٌ لزوجة وستكون مناسبة تماماً للفلم |
| Dark Knight'ın uzatılmış uzatılmış versiyonu. | Open Subtitles | النسخه المطولة المطولة للفلم الخاصه بي |
| Ayrıca filme giriş şekli tamamen yanlış. | Open Subtitles | و حقاً مدخلها للفلم خاطئ تماماً |
| Tekrar filme dönmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أعود للفلم |
| Teşekkürler, Bay Blake, bu diğer filme kaldığınız için. | Open Subtitles | شكراً لك، سيد (بليك) لبقائك للفلم الآخر |
| Çok abartı ama filmde onun varlığı hissedilmiş olacak böylece. | Open Subtitles | في بعض أجزاء العمل للفلم الوثائقي |
| - Şu gösterişli filmde benim için de-- - Hayır. Hayır. | Open Subtitles | -هل للفلم أمل بأن يكون بالمقدمة |
| O filmde danışmandım. | Open Subtitles | كنت مستشاراً للفلم |
| Ve Film için bir isim buldum sanırım: | Open Subtitles | وأعتقد أنني وجدت عنواناً للفلم: |
| - Film için zamanında geldin. | Open Subtitles | لقد أتيتم في وقت العرض للفلم |
| Dark Knight'ın uzatılmış uzatılmış versiyonu. Sigortalı değildi. | Open Subtitles | النسخه المطولة المطولة للفلم الخاصه بي |